PROF. DR. NUSRET FİŞEK'iN KİTAPLAŞMAMIŞ YAZILARI - I
Sağlık Yönetimi

 

Milli Sağlık Politikamız*

            Çağımızda hekimleri, kendi haklarının korunması kadar halkın sağlıklı yaşam hakkının sağlanması da ilgilendirmektedir. Anayasamız, herkesin yaşamını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesinin sağlanması görevini Devlete vermiştir. (Anayasa Madde 56 ). Devletin görevlerini yürütmekle yükümlü olan hükümetlerin herkese gereksindikleri sağlık hizmetini veremedikleri de bir gerçektir. Bunun nedeni politikacı ve yöneticilerin herkese sağlık hizmeti verilmesini kendilerine dert edinmemeleridir. Eğer politikacılar herkesin nitelikli bir sağlık hizmetinden yararlanmasını gerçekten isteselerdi, finansman, örgütlenme ve sağlık insangücü sorunlarının nasıl çözüleceğine karar verirler ve yöneticileri bu kararları uygulamaya zorlarlardı.

            Ülkemizde sağlık hizmeti sunmada dar boğaz finansman yetersizliğidir. Avrupa’da hükümetler sağlık için kişi başına yılda ortalama 780 dolar harcamaktadır. Türkiye’deki hükümetin ve kamu kuruluşlarının (SSK, Emekli Sandığı, Bağ-Kur dahil) sağlık harcaması 12 dolara eş değerdedir. Sağlık hizmetlerinde üç finansman modeli vardır: 1.Sağlık hizmetlerinden yararlanan parasını öder; 2.Herkes Sağlık sigorta kurumuna prim öder. Sağlık harcamalarını sigorta karşılar, 3. Sağlık harcamalarını hükümet karşılar.

            Sınırlı finansman kaynağıyla iyi sonuç alabilmek için kurulacak örgütün tek modeli vardır. Üç basamaktan oluşan bu modelin birinci basamağı hastanın ilk başvuracağı sağlık ocağı, dispanser, işyeri hekimi ve muayenehanelerdir. İkinci basamak hastanelerden ve üçüncü basamak tıp merkezlerinden (tanı ve tedavi için yüksek teknolojik olanak gerektiren hastalıklar için) oluşur. Bu basamaklar tam bir işbirliği içinde çalışır ve hasta ikinci ve üçüncü basamağa, birinci basamaktan süzülerek geçer.

            Örgütlenmede politika kararları birinci basamak için önemlidir. İlk politika kararı hastaların sağlık hizmetinden hekime ücret ödemeden yararlanıp yararlanamayacağı ve hastalara hekim seçme hakkının tanınıp tanınmayacağıdır. Bu hakkın tanınması hastaların muayenehane hekimlerini de seçebilmesi ve hastanelerin tüm muayenehane hekimleriyle işbirliği yapması anlamına gelir.

 

            Örgütlenmede önemli ikinci politika kararı, birinci basamakta hizmetlerin-özellikle koruyucu hekimlik hizmetlerinin- tek amaçlı mı ( unipurpose ), çok amaçlı mı ( multipurpose ) olacağıdır. Tek amaçlı örgütlere örnek her hizmet -örneğin AÇS, Sıtma, Verem, Aile Planlaması v.b.gibi hizmetler- için ayrı örgüt kurmaktır.

               Örgütlenmede üçüncü önemli konu, örgütte sağlık meslek mensuplarının yapacağı görev ve alacakları sorumluluk ilkelerinin saptanmasıdır. Örneğin, bir hemşire veya ebe AÇS hizmetlerinde ne kadar sorumluluk alacaktır?

            Sağlık insangücü politikası, yetiştirme ve istihdam politikalarından oluşur. Sağlık insan gücü politikasının önemli ögeleri şunlardır: 1.Sağlık mesleklerinin saptanması, 2.Sağlık personeli yetiştiren kurumlarda eğitim standardı, 3.Ülkenin gereksinme duyduğu hekim ve diğer sağlık personelinin sayısı, 4.İşyeri seçme hakkı, 5.Kamuda çalışan hekimlerin ve diğer sağlık personelinin alacakları ücret, özlük işlerinde güvence, tam süre çalışma, 6.Sağlık meslek mensuplarının birlik, dernek ve sendika kurma hakları ve bu kuruluşların yaptırım gücü, 7.Sağlık personelinin ve özellikle hekimlerin sürekli eğitimin yürütülmesi.

            Yukarıdaki politika seçenekleri ışığında ülkemizde Türkiye’nin Milli Sağlık politikası var mı yok mu sorusunun yanıtı aranabilir. Yasama organı 1961 yılında saptadığı sağlık politika kararları ışığında Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi hakkındaki yasayı kabul etmiştir. Bu yasaya göre finansman devlet bütçesinden karşılanacaktır. Hastalar bakım için ücret ödemeyecektir. Temel örgüt sağlık ocakları ve hastanelerden oluşacaktır. Sağlık ocaklarında hekim, hemşire ve ebeler evde ve ayakta tedavi ile tüm koruyucu sağlık hizmetlerini yürüteceklerdir. Sağlık kuruluşları tek elden yönetilecek ve her birim birbirini destekleyecek ve tamamlayacaktır. İl içinde sağlık teşkilatı bir bütün olacak ve sağlık müdürü teşkilatın amiri olacaktır. Sağlık personelinin çalışma yerini seçme özgürlüğü vardır. Kamu sektöründe çalışmayı yeğleyen hekimler tam süre çalışacaktır. Hekimlere kamu sektöründe çalışmayı özendirecek ücret ve güvence verilecektir. Bu yasanın  -personele ödenecek ücretler ve tam süre çalışma ile ilgili hükmü dışında -tüm hükümleri yürürlüktedir.

            Sorunumuz sağlık politikamızın olmayışı değil, halkın sağlık yaşamına saygı duyan ve bu hakkın sağlanması için kararlı bir hükümetimizin olmayışıdır.



* T.T.B.Haber Bülteni, Sayı:21, Ekim-Kasım-Aralık 1989

 

BAŞA DÖN.....ANA SAYFA.....SAYFA BAŞI