PROF. DR. NUSRET FİŞEK'İN KİTAPLAŞMAMIŞ YAZILARI - II
Ana-Çocuk Sağlığı, Nüfus Sorunları ve Aile Planlaması

 

Türkİye Nüfus AraştIrmasInIn Gelİşİmİ*

      Türkiye Cumhuriyeti Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının, AID'nin yardımıyla 1965 ilkbaharında Türkiye Nüfus Araştırmasının uygulanmasına başlamasından bu yana, araştırma plânında önemli bir gelişme olmuştur. Doğru demografik bilgilerin elde edilmesi için daha kesin ve daha gerçekçi yöntemlerin kullanılması amacıyla, araştırmanın daha zayıf işlemlerinin uygulanmasından vazgeçilmiştir (1,2). Bununla birlikte, doğası gereği, zaman alıcı olan ve bazı özverilerde bulunmayı gerektiren değişme işlemlerinin çoğunun aksine, Türkiye Nüfus Araştırması, altı aydan kısa bir süre içinde bu değişmeyi yapmış ve değerli çalışmaların hiç biri feda edilmemiştir.

      Araştırmada yapılan değişikliklerin en önemli nedeni, kendileriyle görüşme yapılan kişilerin verdikleri cevaplardaki hata payının beklenmedik büyüklüğüdür. Herhangi bir araştırmada bu hatanın büyüklüğü, araştırma için zararlı olur. Bununla birlikte bu hata, bir ülkede oluşan hayati olaylar sayısının güvenilir tahmini bulmak amacında olan bir araştırma için, özellikle tehlikelidir.

      Türkiye Nüfus Araştırmasının ilk amacı, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına bölgesel ve ulusal temellere göre, yıllık ve kesin, carî doğum ve ölüm istatistikleri sağlamaktır. İkinci derecede, fakat önemli amaçları da, nüfus hareketleri, yaş ve cinsiyet dağılışları konusunda olduğu kadar, doğurganlık oranıyla ilişkileri bakımından, halkın okur yazarlık durumu ve medeni durumu konusunda da kaba tahminler elde etmektir.

      Türkiye Nüfus Araştırması kendi sınırları içinde kalan bir çalışma olmaktan çok, Türkiye Aile Plânlaması Programının (3,4) ve son zamanlarda Türk Hükümeti tarafından kurulan ve hızla geliştirilen, köy sağlığı programlarının etkilerini tamamlamak, ölçmek ve değerlendirmek amacıyla plânlanmış bir araçtır.

      Başlangıçtaki plâna göre (2) örnek olarak seçilen beş araştırma bölgesinin her birindeki 150 köysel  ve 150 kentsel örnek birimden ve Ankara, İstanbul ve İzmir kentlerinin her birinde 150 şer kentsel örnek birimden ibâretti. Bir kontrol aracı olarak her 5 inci örnek birimde, o birimde yaşayan bir kişi kayıt memuru olarak görevlendirilmişti. Kayıt memurunun görevi, kendi örnek biriminde oluşan bütün hayati olayları aylık raporlar halinde bildirmekti. Bu raporlar daha sonra yıllık sayım sonuçlarıyla karşılaştırılacaktı.

      Bu tür yıllık, geçmişe dönüşlü (retrospective) bir sayımın, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına, canlı doğumlar, ölü doğumlar, ölümler ve bebek ölümleri gibi hayati olaylar konusunda oldukça güvenilir tahminler sağlayacağı düşünülmüştü. Fakat ilk sayımların başlamasından az sonra, sayımı yapılan hayati olaylar sayısının umulandan az olduğu görülmüştür. Örneğin, ilk köysel sayımların birinde, Kaba Doğum Oranı Binde 45, Kaba Ölüm Oranı Binde 11 ve Bebek Ölümü Oranı da 1000 canlı doğumda 122 idi. Bu oranların büyüklüğünün şüphe çekici olması nedeniyle, aynı bölgede, Hayati Olaylar Kayıt Kontrol Merkezi kurulan bir kaç örnek birimde küçük bir sayım yapılmıştır. Kayıt memurlarının raporları karşılaştırılıp, olayların doğruluğu soruşturulduktan sonra Kaba Doğum Oranının Binde 46 ya yakın, Kaba Ölüm Oranının Binde 18 ve Bebek Ölümü Oranının Binde 140 olduğu görülmüştür.

      Bu alt-örnek çalışması yapılırken ilk plândaki bir çok zayıf nokta açığa çıkmıştır. İlk olarak, bir yıllık hatırlama süresi, mülâkât yapılan kişilerin olayları doğru hatırlamaları için çok uzundur. İkinci olarak köy kayıt memurlarının çoğu, köylerinde vuku bulan her şeyi bildikleri gibi yanlış bir inanca kapıldıkları ve bunun sonucu olarak ev ev dolaşıp sayım yapmakta yeterince çaba göstermedikleri için bir çok hayati olayı tespit edememişlerdir.

      Bu aksaklıkları düzeltmek ve araştırmanın yapısını sağlamlaştırmak için, yıllık, geçmişe dönüşlü sayım yapmak ve yüzde 20 alt-örnekte Hayati Olaylar Kayıt Kontrol Sistemi kurmak plânı büyük ölçüde güçlendirilmiştir. Bütün bölgelerde ve büyük şehirlerde altı aylık nüfus ve hayati olay sayımı sistemi kurulmuş, ayrıca bağımsız bir hayati olaylar kayıt kontrol sistemi bütün örnek birimleri içine alacak şekilde genişletilmiştir. Bundan başka, örnek birimin büyüklüğü ne olursa olsun, bütün kayıt memurlarının her ay ev ev dolaşarak sayım yapmaları zorunluğu konmuştur. Her altı aylık sayımdan sonra, kayıt memurunun aylık raporlarıyla sayım sonuçları  karşılaştırılıp, bu iki kayıtta birbirine uymayan bütün olaylar için sahada soruşturma ve doğrulama yapılacaktır.

      Sayım, kayıt, karşılaştırma ve soruşturma işlemlerinin genişletilmesinin ortaya çıkardığı lojistik yük nedeniyle, her bölgedeki örnek hacminin 150 köysel, 150 kentsel birimden 60 köysel, 60 kentsel birime indirilmesi gerekmiştir. Üç büyük kentte de, 30-60 blok örneğe girmektedir. Bu küçültülmüş örnekle bile Türkiye Nüfus Araştırması, dünyadaki en büyük sürekli araştırma olarak kalmaktadır. Her yıl hemen hemen yarım milyon kişinin -Türkiye nüfusunun yüzde bir buçuğundan fazlası- doğum ve ölüm istatistikleriyle ilgili hikâyesi, araştırma kapsamına girmektedir.

      Son olarak kabul edilen araştırma plânı, kalkınmakta olan bir ülkenin uygulamalı deneyiminden doğduğu için, geliştirilen tekniklerin çoğu, bu çeşit  araştırmalar uygulayan, diğer kalkınmakta olan ülkeler, hatta belki de kalkınmış ülkeler için ilgi çekici ve değerli olabilir.

      Türkiye Nüfus Araştırması Türkiye'nin gereklerini ve sorunlarını karşılamak amacıyla hazırlanmıştır. Fakat, bu gerekler ve sorunlar, yalnız bu ülkeye özgü değildir. Hemen hemen bütün kalkınmakta olan ülkelerde eşi görülmedik bir nüfus artışı vardır; modern halk sağlığı programları her yerde gerekli bulunmakta ve uygulanmaktadır. Temel istatistikler, değerlendirme teknikleri ve tahmin parametreleri yoktur. Bu özellikler Türkiye'ninkine benzer sosyal ve coğrafik yapılı ülkelerde görülmektedir. Yani çoğunlukla, ulaşım imkânlarının yetersiz olduğu, binlerce köyde yaşayan ve tarımla geçinen bir nüfus; sınırlı mâli olanaklar; yüksek doğum ve ölüm oranları; düşük okur-yazarlık oranları ve hayati olaylara ait yetersiz kayıt sistemleri.

      Demografik bir araştırmaya ihtiyaç duyan ilk ülke Türkiye değildir; bu gibi araştırmalar Pakistan (1) ve Thailand (5) gibi ülkelerde de uygulanmaktadır. Fakat Türkiye Nüfus Araştırması bir bakımdan tektir, bütün tahminler bölgesel temel üzerine elde edilmektedir ve bu yüzden örnek hacmi ve toplanan bilgilerin değerlendirilmesi sorunları bir kaç kat büyümektedir.

      Türkiye'de, hayati olaylar ve doğurganlık parametreleri için bölgesel tahminler şarttır. Çünkü nüfusun sosyal ve ekonomik özelliklerinde ve gelişmesinde büyük ayrılıklar vardır. Örneğin, Doğu Anadolu köylerinin coğrafyası, gelenekleri ve ekonomisi, Batı Anadolu köylerininkinden çok farklıdır. Bunun sonucu olarak bu iki bölgenin doğum, ölüm ve doğurganlık özellikleri birbirine benzemez. Bir aile plânlaması programının ya da başka bir halk sağlığı programının başarısı, ancak belli nispî değerlere göre ölçülebilir. Ulusal tahminler ise, bölgesel farkları gizlemek ve hatta yanlış yorumlara sebep olmak eğilimindedir.

      Mantıkî bir kesinlik derecesi içinde bölgesel tahminler elde edebilmek ve aynı zamanda etkili bir sayım ve kayıt kontrolünun gereklerini yerine getirebilmek için, Türkiye beş örnek bölgeye ayrılmıştır. Ayrıca, Ankara, İstanbul ve İzmir kentlerinde ayrı sayımlar yapılmaktadır. Genel olarak I. Bölge Orta Anadolu Platosunu; II. Bölge Karadeniz Bölgesi illerini; III. Bölge Ege-Marmara illerini; IV. Bölge Akdeniz bölgesi illerini ve V. Bölge de Doğu Anadolu illerini içine almaktadır. Bölgelerin her biri için örnek hacmi yaklaşık olarak 72,000 kişidir. Örnek, Türkiye'deki her hane halkına, örneğe girebilmek için belli bir olasılık verecek şekilde hazırlanmıştır. Her bölge ayrıca, Köysel -nüfusu 2,000 ya da az olan- yerler ve kentsel -nüfusu 2,001 ya da çok olan- yerler olmak üzere ikiye ayrılmıştır.

      Köysel yerlerde örnek birim köydür. Bir örnek köydeki her hane halkı araştırmaya girer. Her bölgede, rasgele yöntemle seçilen 30 ilçede toplanmış 60 köy örneğe girmektedir. Kentsel yerlerde örnek birim bloktur. Blokların büyüklüğü yaklaşık olarak 100 hane halkını içine alacak şekilde değişir. Her bölgede ve üç büyük kentin her birinde rasgele yöntemle seçilmiş 30-60 blok vardır

      Araştırmanın büyüklüğü nedeniyle beş bölge ve üç kentin hepsinde birden sayıma başlanması için girişimde bulunulmamıştır. Türkiye Nüfus Araştırması kademeli olarak uygulanmaktadır.

      1965 yılında I. Bölge, II. Bölge ve Ankara kentinin sayımları yapılmıştır. 1966 da İstanbul, İzmir, III. Bölge ve IV. Bölge'de uygulamaya geçilecektir. V. Bölge'nin sayımı 1967 ilkbaharında yapılacaktır.

      Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının Aile Plânlaması Programıyla başka programların gelişmesini değerlendirebilmek için gerekli bulduğu niteliklerin ulusal tahminleri iki yılda elde edilebilecektir. bununla birlikte I. Bölge, II. Bölge ve Ankara için tahminler bir yıl sonra sağlanabilir. Altı ayda bir Merkez Büro elemanları tarafından yapılacak nüfus-hayati olay sayımının, bütün bölgelerde, ilkbahar ve sonbaharda yapılmasına karar verilmiştir. Sayımların bu iki mevsimde yapılmasının nedeni, yazın köylülerin tarlalarında olmaları ve kışın da, sert hava koşulları nedeniyle, köysel yerlerin çoğuna ulaşım olanağı bulunmamasıdır. Üç büyük kentteki sayımlarda böyle sorunlar söz konusu olmadığı için bu sayımlar kış ortası ve yaz aylarında yapılmak üzere programlanmıştır.

      Örnek birimlerdeki aylık sayımları, örnek birimde sürekli olarak yaşayan kayıt-sayım memurları yapar. Bu memurlar, öğretmenler, muhtarlar ya da öğrenciler arasından seçilip görevlendirilirler. Araştırmanın konusu, Birleşmiş Milletlerce önerilen bilginin büyük bir kısmını (12) ve Sağlık Bakanlığının gerekli gördüğü başka bilgileri içine almaktadır. Hane halkı soru kâğıdı, yedi bölge bloğundan ibârettir ve tek sayfalıktır. Blok 1'de, hane halkı tanımlama bilgileri vardır. Blok 2'de, sayım ve kontrol bilgileri; Blok 3'te, hane halkı üyelerinin demografik tanımlamaları vardır. Blok 4'e, doğumlar ve doğumla ilgili bilgiler; Blok  5'e, hane halkına katılan kişiler ve bunlarla ilgili koşullar; Blok 6'ya hane halkından ölenlerin sayı ve özellikleri; Blok 7'ye de, hane halkından ayrılan kişilerin sayısı ile bu konuda bilgiler yazılır.

      Türkiye Nüfus Araştırması sistemini kurmak için, kayıt-sayım memuru; görevli olduğu örnek birimdeki her hane halkıyla tam bir sayım yapar (9). Hane halkı Tespit Fişinin, 1, 2 ve 3 ncü Bloklarını doldurmak için gerekli bütün temel sayım bilgilerini, iki kopya olarak doldurur. Bir kopya, Ankara'daki Kontrol Şefliğine gönderilir, ikinci kopya kayıt-sayım memurunda kalır. Her ay sonunda, kayıt memuru, görevli olduğu örnek birimdeki bütün hane halklarını ziyaret eder ve hanede doğum, ölü-doğum, iç-göç, ölüm ya da dış-göç olayı olup olmadığını sorar. Eğer herhangi bir hanede bu olayların herhangi biri vuku bulmuşsa, olayı ve olaya ait bilgileri, o hane halkına ait Tespit Fişinin, 4, 5, 6 ve 7 nci Bloklarına, yine iki kopya olarak doldurur. Bir kopyayı araştırma Kontrol Şefliğine gönderir, öteki kopyayı kendi kayıtları için saklar.

      Değerlendirme işlemini kolaylaştırmak amacıyla, bir hane halkı için gönderilen aylık raporlar kümülâtif yazılmaktadır. Tespit Fişinde yalnız ait olduğu ay içinde değil, örnek birimde sayım yılının başlangıcından beri o hane halkında vuku bulan bütün olaylar vardır.

      Altı aylık rapor gönderme süresi dolunca, örnek birimde araştırma kontrolörü tarafından sayım yapılır (10). Kontrolör son altı ayda oluşan tüm hayati olayları kaydeder. Doldurulan Tespit Fişleri Araştırma Kontrol Şefliğine getirilir ve kayıt memurlarının kümülâtif raporları ile karşılaştırılır (6). İki kayıtta birbirini tutmayan olaylar ayrılır ve örnek birime başka bir kontrolör tarafından ikinci bir ziyaret yapılır (11). Bu kontrolör olayları yerinde araştırarak ya doğrular, ya da iptal eder ve sonuçları Kontrol Şefliğine verir. Bundan sonra Tespit Fişlerinin 1-3 üncü Bloklarındaki bilgiler kodlanır ve delinir (7). Bu bilgi, sayım yılı sona erdiği zaman yapılacak tabulasyona temel olan yıl ortası nüfusunu oluşturur. Ayrıca, altı aylık süre için kaba hayati olay sayısı kodlanır, delgi ve tabulasyonu yapılır. Olaylar, hem kayıt memurunun, hem sayım memurunun kaydında, yalnız kayıt memurunun kaydında, ya da yalnız sayım memurunun kaydında oluşlarına göre sınıflara ayrılır (6).

      Kayıt memuru ikinci altı aylık sürenin sonuna kadar aylık rapor göndermeye devam eder. Örnek birimde bir merkez büro kontrolörü tarafından yeniden sayım yapılır. Kontrolör son bir yıl içinde oluşan olayları saptar; böylece yıllık olayların tam olarak tespitini mümkün kılmak için ilk altı aylık sürede oluşan olaylar iki kere sorulmuş olur.

      Kontrolörün saptadığı olaylarla kayıt memurunun saptadığı olaylar yeniden karşılaştırılır ve birbirine uymayan bütün olaylar için yeniden sahada araştırma yapılır. Bütün yıl için Tespit Fişinin 4-7 nci Bloklarına kaydedilen bilgiler kodlanır, delgi ve tabulasyonu yapılır, oran hesapları için bir önceki altı aylık sayım nüfusu kullanılır. İkinci altı aylık süre içinde oluşan hayati olaylar sayısının tabulasyonu ayrı olarak yapılır. Bu iki ayrı tabulasyon önceki kayıtlarla birleştirilir ve altı aylık hayati olay özetleri elde edilir. Bir yıl sonunda, bütün bölgelerde bütün işleme yeniden başlanır. Tabulasyon ve delgi programlarının işlekliğinde, sayımı yapılan her kişi ve her olay için ayrı bir kart delinmesinin yardımı olmaktadır.

      İlk kart Hane halkı Kartıdır. Bu kartta hane halkına ait tanımlama bilgileriyle hane halkındaki kişilerin, doğumların, ölü-doğumların, bebek ve yetişkin ölümlerinin ve iç  ve dış göçlerin sayısı vardır. İkinci kart, hane halkının her üyesinin kişisel özelliklerini gösteren Kişi Kartıdır. Üçüncü kart, bir canlı ya da ölü doğumla ilgili bütün bilgileri kapsayan Doğum Kartıdır. Dördüncü kartta iç-göçlere ait bilgiler, beşinci kartta ölümlere ait bilgiler, altıncı kartta da dış-göçlere ait bilgiler vardır.

      Altı aylık bölgesel sayım bittikten sonraki 30-45 gün içinde köysel ve şehirsel sayımların kaba sonuçlarını gösteren bir bülten yayınlanması için Hane halkı Kartından yararlanılır. Tabulasyonu yapılan konular Kaba Doğum Oranı, Ölü-doğum Oranı, Kaba Ölüm Oranı, Bebek Ölümü Oranı, Kaba İç-Göç Oranı ve Kaba Dış-Göç Oranıdır. Her oranla ilgili, tahmini örnekleme hatası da tabloya eklenir.

      Daha önce de belirtildiği gibi kişisel özellikler, sayım yılı ortasında Kişi Kartına delinir ve tabulasyonu yapılır. Bölgesel kayıt-sayım sonuçlarının kesin tabulasyonu geri kalan dört ayrıntılı karttan yapılır. Kesin sonuçlar her bölgede tam sayım yılının bitmesinden sonraki 90-120 gün içinde yayınlanır. Her bölgedeki her köysel ve şehirsel birim için tabulasyonu yapılan konular şunlardır:

1. Nüfusun, Yaşa ve Cinsiyete göre Sayı ve Yüzde Dağılışı,

2. Yaşa ve Cinsiyete göre Medeni Durumu,

3. İlk Evlilik Yaşı,

4. Yaşa ve Cinsiyete göre Okur-Yazarlık ve Eğitim Durumu,

5. Cinsiyete göre Kaba Doğum ve Doğurganlık Oranları,

6. Annenin Yaşına göre Canlı Doğumların Yüzde ve Oran Dağılışı,

7. Canlı Doğumlarda Kayıt Durumu,

8. Canlı Doğumlarda Doğum Yeri,

9. Doğum Ayına göre Canlı Doğumlar Sayısı ve Yüzdesi,

10. Annenin Okur-Yazarlık ve Eğitim Durumlarına göre Doğum ve Doğurganlık Oranları,

11. Cinsiyete ve Yaşa göre Ölümler Sayısı ve Oranı,

12. Ölüm Ayına göre Ölümler sayısı ve Yüzdesi,

13. Ölüm Yeri,

14. Yaşa ve Cinsiyete göre Bebek Ölümü,

15. Annenin Yaşına göre Bebek Ölümleri Sayı ve Yüzdesi,

16. Canlı Doğum Yapan Annelerin Yaşına göre Bebek Ölümü Oranları,

17. Ölüm Ayına göre Bebek Ölümü,

18. Cinsiyete göre Ölü Doğumlar ve Ölü Doğum Oranları,

19. Annenin Yaşına göre Ölü Doğumlar Sayısı ve Yüzdesi,

20. Annenin Yaşına göre Ölü Doğum Oranları,

21. Yaşa, Cinsiyete ve Göç Çeşidine göre Göç Edenler Sayısı, Yüzdesi ve Oranları,

22. Göç Çeşidine ve Cinsiyete göre Göç Sebebi.

      Bu araştırmayla toplanacak bilgi, Sağlık Bakanlığının Aile Plânlaması Programıyla köy sağlığı programlarının gelişmesini, yalnız yurt çapında değil, çeşitli bölgelere göre de ölçebileceği ve değerlendirebileceği, kesin, yıllık standartlar sağlayacaktır.

      Türkiye Nüfus Araştırmasının gelişmesi devam edecektir. Bu Araştırma olgunlaştıkça şimdi kullanılan tekniklerin çoğunun sınırlı bir değer taşıdıkları belli olacak ve bu işlemlerden vazgeçilecektir. Türkiye Nüfus araştırması hem bir öğrenme hem de bir öğretme işlemidir. Tasfiye ve gelişme yoluyla bu araştırmanın dünyadaki en kesin demografik çalışmalardan biri olacağını umuyoruz.

Yararlanılan Kaynaklar

1.      Merkezi İstatistik Teşkilâtı: Nüfus Artışı Tahminleri, Ekonomik İşlem Dairesi, Karaşi, Batı Pakistan

2.      Dr.N.Fişek, Dr.Y. Heperkan, Z. Avralıoğlu ve J. Rumford: Türkiye Nüfus Araştırması, Araştırmanın  Amaçları, Muhtevası, Kontrol Metotları ve Uygulanması. Hıfzısıhha Okulu, Ankara, Türkiye (1964)

3.      Dr.Nusret H. Fişek, Dr.Yaşar Heperkan ve John C. Rumford: Türkiye Nüfus Araştırmasının Nüfus    Plânlaması ve Köy Sağlığı Programlarındaki Rolü: Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti, Ankara, 1965

4.      Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı: "Nüfus Plânlaması Programı", Kanun No. 557, Türkiye Cumhuriyeti Ankara (1965)

5.      Milli İstatistik Dairesi: Nüfus Değişmeleri Araştırması, Milli İstatistik Dairesi, Bangkok, Tayland.

6.      Türkiye Nüfus Araştırması: Kayıt, Karşılaştırma ve Doğrulama İşlemleri için Kontrol Şefine Talimat: Ankara Hıfzısıhha Okulu, Ankara, Türkiye (1965)

7.      Türkiye Nüfus Araştırması: Türkiye Nüfus Araştırması Genel Çalışma Düzeni. Ankara Hıfzısıhha Okulu, Ankara, Türkiye (1965)

8.      Türkiye Nüfus Araştırması: Sayım Memurlarına Belgeler, Ankara Hıfzısıhha Okulu, Ankara, Türkiye (1965)

9.      Türkiye Nüfus Araştırması: Hayati Olaylar Kayıt Kontrol Merkezlerinin Kurulması ve Hizmetlerin Yürütülmesi Hakkında Talimat. Ankara Hıfzısıhha Okulu, Ankara, Türkiye (1965)

10. Türkiye Nüfus Araştırması: Hayati Olaylar Kayıt Kontrol Merkezlerinde Yapılacak Sayım Talimatı. Ankara Hıfzısıhha Okulu, Ankara Türkiye (1965)

11. Türkiye Nüfus Araştırması: Hayati Olayların Takibi için Kontrolörlere Karşılaştırma Talimatı. Ankara Hıfzısıhha Okulu, Ankara, Türkiye (1965)

12. United Nations, Statistical Office: Handbook of Vital Statistical Method. New York .(1965)



* Bu rapor, Dr. Yaşar Heperkan ve John Rumford'la birlikte hazırlanmış ve 1966 yılı Ocak ayında Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına sunulmuştur.

 

BAŞA DÖN.....ANA SAYFA.....SAYFA BAŞI