|   SağlIk
            Hİzmet AraştIrmalarInda Demografİnİn Yerİ*  
                   1. Tarihçe
            ve Tanımlama: 
                  Sağlık alanında hizmet
            araştırmaları oldukça eski tarihlere kadar gider. Örneğin ABD'de 1908 yılında
            "Doğum Hizmetlerinde Ebelerin Yeri" konulu bir araştırma yapılmıştı
            (Anderson, 1966). 1920'lerden sonra sağlık hizmet araştırmalarına -özellikle hastane
            hizmetlerini geliştirmeyi amaçlayan araştırmalara- daha fazla önem verilmeye
            başlanmıştır (1). 1967 yılında Dünya Sağlık Örgütü Asamblesinin,
            Genel Direktörden Sağlık alanında hizmet araştırmalarına önem verilmesini
            istemesi, sağlık hizmet araştırmaları alanında yeni bir çığır açmıştır (WHA,
            1967). 
                  Hangi araştırmalar
            sağlık hizmet araştırmasıdır? Bu yanıtlanması gereken önemli bir sorudur. Dünya
            Sağlık Örgütü Tıbbi Araştırmalar Danışma Komitesi [WHO-ACMR], sağlık
            hizmetlerinin geliştirilmesini amaçlayan saha araştırmalarının (Survey) hizmet
            araştırması sayılamayacağı görüşündedir. WHO-ACMR'ın yaptığı tanım-değer
            ve kapsamını koruyarak-dilimize şöyle çevrilebilir: 
                  "Sağlık
            Politikasının (Health Policy), örgütlenmenin, kaynakların ve işletme yöntemlerinin
            (management) geliştirilmesi için gerekli bilgilerin elde edilmesiyle saptanan
            sorunların çözümlenmesi için öngörülen çeşitli yaklaşımların
            değerlendirilmesi amacıyla yapılan çalışmalar hizmet araştırmasıdır" (WHO,
            1976). 
                  Dünya Sağlık Örgütü
            Avrupa Bölgesinin 1977 yılında topladığı bir çalışma grubu aşağıdaki tanım ve
            sınıflamayı önermiştir (EURO-WHO, 1978): 
                  "Sağlık hizmet
            araştırmalarının konusu örgütlenme, insan gücü, finansman, hizmetlerin
            kullanılması ve değerlendirilmesidir. Bu araştırmalar dört açıdan
            sınıflandırılabilir: 
                  a- Yöntem bakımından:
            Deneysel, tanımlayıcı, çözümleyici veya tarihsel 
                  b- Zaman bakımından:
            Geriye dönek (retrospective) veya ileriye dönük (prospective) 
                  c- Amaç bakımından:
            Temel, geliştirici veya uygulamaya yönelik 
                  d- Bilimsel disiplin
            bakımından: Epidemioloji, yöneylem araştırması, demografi, sosyoloji, sağlık
            ekonomisi, v.b." 
                  Son zamanlarda sağlık
            hizmetleriyle ilgili araştırmalar için, eylem araştırması (Action Research) WHO
            (1970), Sağlık Uygulama Araştırması (Health Practice Research) Grundy and Reinke
            (1973), Sistem Araştırması (Systems Analysis) Hogarth (1975) terimleri de
            kullanılmıştır. 
                  Sağlık hizmet
            araştırmaları amaca yönelik olarak şöyle tanımlanabilir (2). 
                  "Sağlık hizmetlerinin
            geliştirilmesi ve bu alandaki bilgilerin arttırılması amacıyla ve bilimsel yöntemi
            kullanarak yeni bilgi üretme için yapılan sistemli çalışmalar sağlık hizmet
            araştırmasıdır". 
                  Demografiye gelince,
            Sümerliler zamanından bu yana çeşitli amaçlarla sayımlar yapılmakla beraber,
            demografi bir bilim olarak oldukça yeni bir alandır. Demografi terimi ilk kez 1855
            yılında Guillard tarafından kullanılmıştır. İkinci Dünya Savaşından sonra
            nüfusun hızlı artışı,. demografi alanına verilen önemi arttırmış ve
            zamanımızda demografi ve demografinin çeşitli alanlarda kullanılışında önemli
            gelişmeler olmuştur. Sağlık istatistikleri, epidemioloji ve demografi alanları
            arasında kesin bir ayırım yapma olasılığı olmadığından, sağlık hizmetlerinde
            demografi biliminden ne zaman ve nasıl yararlanılmaya başlandığını kesin olarak
            söylemek olanaksızdır. Sağlık hizmetleriyle ilgili birçok araştırmalara, hem
            demografik araştırma ve hem de epidemiolojik araştırma denebilir. Sağlık
            istatistiklerine gelince bu bir bilim dalı değil, bir hizmettir. Sağlıkla ilgili,
            epidemiolojiye özel ve demografi alanına girmeyen konular da vardır. Örneğin ölüm
            nedenleri ve hastalıklar konusundaki betimleyici, çözümleyici ve deneysel
            araştırmalar bunlar arasındadır. Ancak demografi bugün yöntemleri ve kapsamıyla
            belirgin bir gelişme düzeyine eriştiği için -epidemiolojiden ayrı olarak-
            demografinin sağlık hizmetlerinde bugünkü yerinden söz etmek doğru olur. 
                  Sağlık Hizmetlerinde
            "Planlama" fikrinin gelişmesi, bu alanda demografiye artan bir önem
            kazandırmıştır. Geçerli bir sağlık planı yapabilmek için nüfusun sayısını,
            dağılımını, niteliklerini ve zaman boyutu içerisinde değişimini bilmek zorunludur.
            Bu nedenle sayımların en seyrek 10 yılda bir yapılması; sayımlarda doğru bilgi
            toplanması; toplanan verilerin en kısa zamanda ayrıntılı olarak yayınlanması;
            yönetimde bilimselleşen bir yönetici için çok değerlidir. Ülkemizde sayımların
            önemini benimseyen sağlık yöneticileri, sağlık ocaklarında hane halkı
            saptanmasını rutin hizmet olarak kabul etmişlerdir. 
                  Demografik verilerin ikinci
            kaynağı -ölüm, doğum, evlenme-boşanma ve göçlerde olduğu gibi- olguların
            sürekli kayıt sistemleridir. Sağlık durum ve sorunlarını bilimsel olarak saptamakta
            ve gelişmeleri değerlendirmekte kullanılan ölüm ve doğurganlık hızları, beklenen
            hayat süreleri gibi ölçütleri saptamada en geçerli ve güvenilir yol bu demografik
            yöntemle toplanan bilgilerdir. 
                  Ne sayımlar ve ne de kayıt
            sistemleri, bir sağlık yöneticisine gereksindiği bütün bilgileri veremez. Kaldı ki
            az gelişmiş ülkelerde kayıt sistemleri de gelişmemiştir. Sayımlarda saptanan nüfus
            nitelikleri de yetersizdir. Bilgi açığını kapatmak için örneklem yöntemiyle
            seçilen yerlerde saha araştırmaları (survey) ile veri toplamak ve uygun demografik
            yöntemler kullanarak gerekli ölçütleri hesaplamak gerekmektedir. 
                  Yukarıda belirtilen
            demografik veri kaynakları yanında demografik yöntem de sağlık alanında
            kullanılmaktadır. Buna örnek olarak, hastalarda hastalığın tanısından sonra
            beklenen yaşam süreleri gösterilebilir. Bu veriye dayanarak tedavi yöntemleri ve
            ülkelerarası farklar bilimsel olarak tartışılabilir. 
                  2. Türkiye'de Demografik Araştırmalar ve Sağlık: 
                  Sağlık hizmetlerinde
            politik karar alma, plan yapma ve hizmetleri değerlendirme konusunda demografik
            araştırmaların katkısına örnek olarak Türkiye'de yapılan araştırmalar
            gösterilebilir. 
                  a- Türkiye'de Çocuk Sağlığı Durumu: Çocuk
            Sağlığı düzeyini en iyi yansıtan ölçüt bebek ölüm hızı ve 0-4 yaş için
            orantılı ölüm hızıdır. Bu konuda yurt ölçüsünde bilgi veren ilk demografik
            araştırma Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının (SSYB) 1966-67 yılında
            yaptırdığı Nüfus Araştırmasıdır (Heperkan ve diğerleri, 1970). Bu araştırma
            sonuçları Türkiye'de çocuk sağlığı düzeyinin, değil gelişmiş ülkelerden, az
            gelişmiş ülkelerin bir çoğundan da düşük olduğunu göstermiştir. Bu
            araştırmanın ortaya koyduğu diğer bir gerçek de 5 yaşından sonraki yaşlarda
            Türkiye'de ve gelişmiş ülkelerde beklenen yaşam süreleri arasındaki farkın
            azaldığıdır (Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) 1971). Başka bir deyimle ileri
            yaşlarda Türkiye'de yetişkinlerin sağlık durumu gelişmiş ülkelerdekinden çok
            farklı değildir. 
                  b- Türkiye'de Sağlık Düzeyinde Gelişme: İki
            demograf, sayımlarda toplanan verileri ve 1968 Nüfus araştırması verilerini
            kullanarak hesapladıkları demografik bulguları İngilizce olarak yayınlamışlardır
            (Shorter ve Macura, 1982). Tablo:1'de görüldüğü gibi İkinci Dünya Savaşını
            kovalayan yıllarda binde 274 olan bebek ölüm hızı önce yavaş ve sonra hızla
            düşmeye -bir başka deyimle çocuk sağlık düzeyi yükselmeye- başlamıştır. 
                  Tablo:1- Türkiye'de Ölüm
            Hızları ve Beklenen Yaşam Süresi 
              
            
              
                Hızlar  | 
                1945-50  | 
                1950-55  | 
                1955-60  | 
                1960-65  | 
                1965-70  | 
                1970-75  | 
               
              
                Kaba ölüm(binde)  | 
                33.9  | 
                16.4  | 
                13.5  | 
                14.6  | 
                11.6  | 
                10.0  | 
               
              
                Bebek ölüm(binde)  | 
                270.0  | 
                178.0  | 
                156.0  | 
                153.0  | 
                134.0  | 
                112.0  | 
               
              
                eo Erkek
                (yıl)  | 
                36.7  | 
                42.0  | 
                46.5  | 
                50.5  | 
                53.9  | 
                57.1  | 
               
              
                eo Kadın
                (yıl)  | 
                39.6  | 
                45.2  | 
                49.7  | 
                53.7  | 
                57.4  | 
                60.7  | 
               
              
                eo Erkek
                ve kadın(yıl)  | 
                38.1  | 
                43.6  | 
                48.1  | 
                52.1  | 
                55.6  | 
                58.9  | 
               
              
                e5 Erkek
                (yıl)  | 
                53.1  | 
                62.3  | 
                63.5  | 
                61.7  | 
                64.3  | 
                65.0  | 
               
              
                e5 Kadın
                (yıl)  | 
                54.0  | 
                63.8  | 
                65.5  | 
                64.7  | 
                66.6  | 
                67.3  | 
               
             
              
                  Beklenen yaşam süresinde
            de -İkinci Dünya Savaşı yılları hariç- sürekli bir uzama, bir başka deyimle genel
            sağlık düzeyinde yükselme vardır. Türkiye'de sağlık durumu gelişmiş ülkelere
            kıyasla geri olmasına rağmen, gelişme umut vericidir. 
                  c- Ana Sağlığı: Ana sağlık düzeyinin
            ölçülmesinde yararlanılan ölçütler arasında en değerli olanlar ana ölüm hızı
            ve perinatal ölüm hızıdır. Türkiye'de ana ölüm hızı hakkında ilk bilgi (DİE)
            tarafından 1974-75 yıllarında yapılan nüfus araştırmasında elde edilmiştir.
            Bulunan hız 100.000 canlı doğuma karşı 207 ana ölümüdür (Yener, 1981). Bu hızı
            hesaplayabilen az gelişmiş ülke azdır. Bizdeki hız, hızı bilinen ülkelerin
            hepsinden yüksektir. Örneğin, Mısır'da yüz binde 73'dür. Gelişmiş ülkelerden
            İsveç'te hız 1978 yılında yüz binde 2 idi. Bu, ana sağlık düzeyinin ülkemizde
            çok kötü olduğunun kanıtıdır. 
                  Perinatal ölüm hızına
            gelince, nüfus araştırmalarında ölü doğum saptanmadığından, bu konuda elde
            Türkiye ölçüsünde veri yoktur. Ancak sağlık hizmetinin en iyi sunulduğu bir
            kırsal bölge olan Etimesgut Sağlık Eğitim ve Araştırma Bölgesinde, Perinatal
            ölüm hızının ortalama binde 34 olması ve bu hızda 15 yıldır önemli bir
            değişiklik olmaması ana sağlığının ülkemizde iyi olmadığını ve
            iyileştirmenin güç olduğunu göstermektedir. (HÜTHE, 1981). 
                  d- Sağlık Hizmetlerinden Yararlanma: DİE'nün
            1974-75 yılında yaptığı nüfus araştırması Türkiye'nin önemli bir sorununu,
            sağlık hizmetinden yararlanma sorununu da sayısal olarak ortaya koymuştur (Yener,
            1981). Tablo:2'de sunulan bu bilgi, görevi "herkese sağlık hizmeti"
            götürmek olanları uyarıcı niteliktedir.  
              
             
             
            Tablo:2- Ölmeden Önce
            Hekim Tarafından Muayene Edilenlerin Yaş Grubu ve Bölgelere Göre Dağılımı (Yüzde) 
              
            
              
                Yerleşim Yerleri
                Nüfusu  | 
                0  | 
                1-4  | 
                5+  | 
                Toplam  | 
               
              
                Metropol  | 
                94.9  | 
                  50.0  | 
                88.4  | 
                98.3  | 
               
              
                  100.001+  | 
                83.9  | 
                100.0  | 
                76.9  | 
                81.3  | 
               
              
                  50.001-100.000  | 
                50.1  | 
                  57.6  | 
                88.7  | 
                76.4  | 
               
              
                  10.001-50.000  | 
                82.8  | 
                  67.9  | 
                74.3  | 
                75.5  | 
               
              
                   2.000-10.000  | 
                58.9  | 
                  68.3  | 
                73.1  | 
                67.7  | 
               
              
                Kırsal  | 
                   | 
                   | 
                   | 
                   | 
               
              
                Gelişmiş  | 
                45.9  | 
                  66.2  | 
                63.9  | 
                58.1  | 
               
              
                Orta Gelişmiş  | 
                38.4  | 
                  59.3  | 
                51.5  | 
                48.0  | 
               
              
                Az Gelişmiş  | 
                20.6  | 
                  30.0  | 
                47.7  | 
                33.1  | 
               
              
                Toplam  | 
                45.7  | 
                  55.7  | 
                65.0  | 
                57.3  | 
               
             
              
                  e- Aşırı doğurganlık: Bu konudaki politika ve
            uygulamalarda demografik araştırmaların değer biçilmez yararı olmuştur. 1963
            yılında SSYB'nin yaptırdığı nüfus araştırmasının yöneticiler için üç
            önemli bulgusu şunlardır (Berelson, 1964): 
                  (1) Türkiye'de küçük
            aile normdur. İdeal aile büyüklüğü 3.18 çocuktur, 
                  (2) Toplum önderlerinin
            büyük çoğunluğu aile planlanmasını desteklemekte ve hükümetin aile            
                        planlaması
            programını yürütmesini istemektedirler, 
                  (3) Aile planlaması
            yöntemi kullanmak yaygın değildir ve en yaygın yöntem geri çekmedir. 
                  Bu bulgular, Bakanlık
            tarafından aydınları ve Parlemento üyelerini etkilemek üzere geniş ölçüde
            kullanılmış ve 1965 yılında Nüfus Planlanması Yasasının kabul edilmesinde etkili
            olmuştur. 
                  Tablo:3, SSYB'nca 1963'de;
            Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsünce 1968, 1973 ve 1978'de ve Hacettepe
            Üniversitesi Toplum Hekimliği Enstitüsünce 1975'de yaptırılan araştırma
            sonuçlarına göre hazırlanmıştır (Shorter ve Özbay 1970, Fişek 1978, HÜNEE 1980,
            Tezcan ve Omran 1981). Bu araştırmalar aile planlaması hizmetlerini değerlendirme
            bakımından çok değerlidir. 
              
             
             
                  Tablo:3- Türkiye'de Doğurganlık Çağındaki
            Evli Kadınlarda Gebeliği Önleyici Yöntem Kullananlar (1963-1978) 
              
            
              
                Yöntemler  | 
                1963 
                (1)  | 
                1968 
                (1)  | 
                1973 
                (1)  | 
                1978 
                (1)  | 
                (2)  | 
               
              
                Uterus İçi Araç  | 
                     0  | 
                  1.6  | 
                  2.3  | 
                  3.5  | 
                  4.0  | 
               
              
                Hap   | 
                  1.0     | 
                  2.2  | 
                  4.8  | 
                  4.9  | 
                  5.6  | 
               
              
                Kaput  | 
                  4.3  | 
                  4.4  | 
                  4.7  | 
                  3.6  | 
                  4.1  | 
               
              
                Geri Çekme  | 
                10.4  | 
                18.0  | 
                23.6  | 
                19.4  | 
                22.2  | 
               
              
                Diğer  | 
                12.0  | 
                12.9  | 
                10.1  | 
                12.7  | 
                14.5  | 
               
              
                Toplam Korunan 
                Korunmayanlar  | 
                22.0 
                78.0  | 
                32.0 
                68.0  | 
                38.0 
                62.0  | 
                44.1 
                55.9  | 
                50.4 
                49.6  | 
               
             
                  (1) Baz: Doğurganlık
            Çağında ve Evli Tüm Kadınlar (Yüzde) 
                  (2) Baz: Doğurganlık
            Çağında, Evli ve Gebelik Riski Altında Olan Kadınlar (Yüzde) 
                  Bu araştırmalardan elde
            edilen verilere göre Türkiye'de gebelikten korunma yöntemi kullananların oranı hızla
            artmaktadır. Ancak bu artışta etkin olmayan yöntemlerin payı büyüktür. SSYB'nin
            sunduğu hizmete bağlı artış ise sınırlıdır. 
                  Bir yandan geri çekmenin
            yaygınlaşması ve diğer yönden çocuk düşürmeyle istenmeden gebe kalışların
            artması, sunulan hizmetin isteği karşılamaktan çok uzak olduğunu gösterir. 
                  3. Çocuk Düşürme: 
                  Türkiye'de çocuk
            düşürme konusunda hastane olgularına dayalı pek çok yayın vardır (Tezcan ve
            diğerleri, 1980). Türkiye'yi temsil eden bir örnek üzerinde ilk araştırma 1968
            yılında Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsünce yapılmıştır (Fişek,
            1973). Bundan sonra da 1973, 1975 ve 1978 Araştırmaları vardır (Shorter ve Özbay
            1970, Fişek 1978, HÜNEE 1980, Tezcan ve Omran 1981). Bu araştırmalara göre her yıl
            200.000 dolayında isteyerek çocuk düşürme olduğunun saptanması, Türkiye'de
            isteyerek çocuk düşürmenin serbest bırakılmasını sağlamada geniş ölçüde
            kullanılmıştır. 
                  4. Sağlık İnsan gücü: 
                  SSYB'nin 1964 yılında
            yaptırdığı bu araştırmayla Türkiye'de sağlık personeli ve nitelikleri konusunda
            değerli bilgiler elde edilmiştir (Taylor ve diğerleri, 1967). Bu araştırma belirli
            meslek mensupları üzerinde yapılan demografik araştırmaların güzel bir örneğidir. 
                  5. Sonuç: 
                  Sağlık hizmet
            araştırmalarının geliştirilmesi ve bulguların sağlık hizmetlerinde kullanılması,
            sağlık yöneticileriyle araştırıcıların işbirliğini gerektirir.
            Araştırıcıların çoğu kendi dünyalarında yaşarlar ve araştırmaları kendilerini
            tatmin için yaparlar. Bunlar genellikle, yaşadıkları toplumun gereksinmelerini ve
            halkın esenliği konusunda yapabilecekleri çalışmaları bilmeyebilirler. Yöneticiler
            araştırmacılara çözümleyebilecekleri sorunları anlatmalı, bilgi ve becerilerini
            halkın esenliği için kullanmaları yönünde teşvik etmelidirler. Öte yandan bir
            kısım yöneticiler de araştırmaların değeri, araştırıcıların birçok
            sorunların çözümüne ve doğru karar vermeye yardım edebilecekleri konularında
            eğitilmelidirler. Çoğu kez yöneticilerin sorunları çözümlemeleri ve hizmetleri
            yönetmeleri için mevzuatı bilmelerinin ve yöneticilerin bilgi, beceri ve sağ
            duyularının yeteceği varsayılırdı. Zamanımızda sağlık hizmetlerinin çok
            karmaşık bir sistem oluşu, yanlış karar verme veya eldeki kaynakları verimli olarak
            kullanma olasılığını azaltmıştır. Bu nedenler yüzünden objektif yöntemlerle
            doğru bilgi toplama ve deneyler yoluyla doğru ve verimli uygulamalar seçme zorunluğu
            gittikçe artmaktadır. Bugün ve özellikle gelecekte, yöneticiler daha geniş ölçüde
            araştırıcılığa yatkın ve araştırıcılar da daha çok toplum sorunlarına
            yönelik olmadıkça sağlık hizmet araştırmaları gelişemez. İki grubu birbirine
            kaynaştırmakta önemli rol yine araştırıcılara düşmektedir. Araştırıcılar,
            yöneticilerle işbirliği yapabilmeleri için yöneticilerin aşağıdaki üç önemli
            sorununu bilmelidirler: 
                  a- Yöneticiler çabuk karar verme zorundadırlar.
            Bu nedenle yıllar süren araştırmaların sonucunu bekleyemeyebilirler. 
                  b- Gerçekleşmesi birçok şartlara bağlı
            öneriler, yöneticilerin karar vermesini güçleştirir ve onların araştırıcılarla
            birlikte çalışmaktan kaçınmalarına neden olabilir. 
                  c- Yöneticiler zamanları dar olan kişilerdir,
            yayınları ve uzun raporları okuyacak zaman bulamayabilirler. Bulgular onlara kısa ve
            etkileyici bir şekilde sunulmalıdır. Bu nedenle zamanımızda yöneticilere verilen her
            raporun başında kısa bir yönetici özeti (Executive Summary) verme yöntemi
            gelişmiştir. 
            NOTLAR: 
            1. Health Services
            Research adlı dergide tıbbi bakım ile ilgili pek çok yazı vardır. 
            2. Fişek, N.H. The
            role of Service Research in the planning and evaluation of family planning progammes 
                Meksika'da toplanan Uluslararası
            Tıbbi Demografi Konferansı (1982). 
            Yararlanılan
            Kaynaklar     
            1.      Anderson,
            O.W. (1966) "Influence of Social and Economic Research on Public Policy in the Health
            Field: a review in "Health Services Resarch I" Milbank Memorial Fund Quarterly,
            44 (3), 11-51. 
            2.      Berelson,
            B. (1964), "National Survey on Population", Studies in Family Planning, 1 (5),
            1-5. 
            3.      DİE,
            (1971), Türkiye Hayat Tabloları 1966-67, Ankara, Devlet İstatistik Enstitüsü, Yayın
            No:623. 
            4.      EURO-WHO
            (1978), Education of Managers in Health Services. Report on a Working Group, Dusseldorf,
            29 Nov.-2 Dec. 1977. 
            5.      Fişek,
            N.H. (1973), "The Epidemiology of Abortion in Turkey". Induced Abortion and
            Hazard to Public Health. Beyrut, IPPF. 
            6.      Fişek,
            N.H. (1978), "Türkiye'de Doğurganlık Düzeyi ve Kullanılan Gebeliği Önleyici
            Yöntemler". Türkiye'de Nüfus Yapısı ve Nüfus Sorunları 1973 Araştırması,
            Ankara, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Yayını no: D-25. 
            7.      Grundy,
            F. and Reinke, W.A. (1973), Health Practice Research and Formalized Managerial Methods.
            Geneva, WHO. Public Health Papers No:51. 
            8.      HÜNEE
            (1980), Türkiye Doğurganlık Araştırması, 1978. Ankara, H.Ü. Nüfis Etütleri
            Enstitüsü 
            9.      HÜTHE
            (1981), Hacettepe Üniversitesinde Toplum Hekimliğinin ilk 15 yılı. Ankara, H.Ü.
            Toplum Hekimliği Enstitüsü Yayını No: 16. 
            10. Heperkan, Y. ve diğerleri (1970),
            Vital Statistics from Turkish Demographic Survey, 1966-67. Ankara, School of Public
            Health. 
            11. Hogarth, J. (1975), Glossary of
            Health Care Terminology. Copenhagen, WHO/EURO. 
            12. Shorter, F.C. and Macura M. (1982),
            Trends in Fertility and Mortality in Turkey 1935-75. Washington, Commitee on Population
            and Demography, Report No: 8. 
            13. Shorter, F.C. ve Özbay F. (1970),
            "Turkey: Changes in Birth Control Practice 1963 to 1968". Studies in Family
            Planning, 1 (51), 1-7. 
            14. Taylor, C.E., Dirican, R. ve
            Deuschle, K.W., (1967), Health Manpower Planning in Turkey. John Hopkins University Press. 
            15. Tezcan, S., Carpenter-Yaman, C. and
            Fişek, N.H. (1980), Abortion in Turkey, Ankara, Hacettepe University Institute of
            Community Medicine Publication No: 14. 
            16. Tezcan, S. and Omran, A.R. (1981),
            "Prevalence and Reporting of Induced  Abortion
            in Turkey". Studies in Family Planning, 12 (6/7) 262-271. 
            17. WHA (1967), XX th World Health
            Assembly Resolutions. World Health Assembly. 20/41. 
            18. WHO (1970), Report of WHO
            Scientific Group on Health Aspects of Family Planning. Geneva, Technical Report Series
            442. 
            19. WHO (1976), HWO-ACMR Informal
            Consultation on Health Service Research. World Health Organization. 
            20. Yener, S. (1981), 1974-1975 Nüfus
            Araştırmasındaki Ölümlerle İlgili Verilerin Değerlendirilmesi. Doktora tezi.
            Ankara, H.Ü. Sağlık Bilimleri Fakültesi. 
            
             
               
              * Nüfusbilim Dergisi,
              Sayı:5, 1983 
               
              |