AşIlama:
Süreklİ Bİr Hİzmet*
Türkiye’nin aşı
üretecek teknik gücü, gerekirse yabancı ülkelerden aşı satın alacak mali gücü ve
aşılama hizmetlerini yürütecek sayıda sağlık personeli vardır. Aşılama hizmeti
kimi sağlık ocaklarıyla merkezlerde başarılı olarak sürdürülmesine karşın,
Türkiye ortalaması alındığında Sağlık Bakanlığı’nın bu hizmeti, yeterli
ölçüde başarılı olarak yürütemediği görülmektedir.
Tüm çocukların aşıyla
korunabilen hastalıklara karşı aşılanması bilimsel bir zorunluluktur. Bu hizmet,
1978 yılında Alma-Ata’da alınan karar ile de temel sağlık hizmetlerinin bir
parçası sayılmıştır. Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF, bu kararın ışığında,
ülkelere aşı kampanyaları yapmayı önermekte ve buna karar veren ülkelere yardım
etmektedir. Türkiye de bu ülkeler arasına girmiş ve bir aşı kampanyası
başlatılmıştır. Bu kampanya Türkiye’ye ne kazandıracaktır?
1. Difteri, tetanoz,
boğmaca, Polio ve kızamık bir kaç yıl için bir sağlık sorunu olmayacaktır.
2. Aşı hizmetlerini
yürütmek için önemli olan soğuk zincir kurulmuştur.
3. Aşılama
konusunda toplumsal bir ilgi uyandırılmıştır,
4. Sağlık
personeli-özellikle yöneticiler -bu konuda eğitilmişlerdir.
Ancak şunu da bilmek
gerekir; Kampanyalarla alınan sonuçlar geçicidir. Aşılama projelerinin sürekli bir
hizmet olarak yürütülmesi gerekir. Aşı hizmetlerinin kampanyalarla
yürütülemeyeceği konusunda Türkiye’nin üzücü bir deneyimi vardır. 1953
yılında başlatılan BCG kampanyasının amacı tüberküloza karşı bağışık bir
nesil oluşturmaktı. Kampanya çok başarılı başladı ve bir süre oldukça
başarılı yürüdü. Sonra unutuldu. EPI (yaygın aşılama) projesinin sonucunun da
böyle olacağı kuşkusuzdur. Ülkemizde aşı hizmeti, köylerde ve kentlerde sağlık
ocaklarının bu hizmeti günlük iş (rutin) olarak yürütmesini sağlamadan
başarılamaz.
Sağlık Bakanlığı
başlatılan aşı kampanyası ile Türkiye’de çocuk ölümlerinin binde 40-50
düzeyine düşeceğini ileri sürmektedir. Bu kampanya bunu sağlayamaz. Bu hedefe
ulaşmak için ishalli, pnömonili ve bronkopnömonili her hasta çocuğu tedavi gerekir.
Bunun için de köylerde ve kentlerde sağlık ocaklarının hizmeti geliştirilmelidir.
Sağlık Bakanlığı’nın kentlerde sağlık ocağı kurulmayacağı hususundaki
kararı, hem yasalara hem de hizmetlerin gereğine aykırıdır.
Türkiye’de sağlık
ocaklarında hizmeti geliştirmek için her şey vardır. Yalnız, Nasrettin Hocanın bir
hikayesinde dediği gibi, helva yapmasını bilen yoktur.
* T.T.B. Haber
Bülteni, Sayı:6, Ekim 1985
|