Tıpta Uzmanlık Sorunu*
Tıpta uzmanlaşmanın
temel nedeni, yirminci yüzyılda tıpta bilimsel ve teknolojik gelişmelerin hekimliği
bir kişi tarafından her yönü ile öğrenilir ve uygulanır olmaktan çıkarmasıdır.
Bunun yanında teorik tıp eğitiminin yeterli, uygulamalı eğitimin zayıf olduğu
ülkelerde -örneğin ülkemizde- uzmanlık, öğrenciler ve genç hekimlerin eğitim
eksikliklerini giderme için istenen bir çözümdür. Ülkemizde son yıllara kadar genç
meslektaşlarımızın büyük çoğunluğu asistan ve uzman olma olanağı bulmuştur.
1988 yılından buyana
hekim sayısının hızla artması ve hastanelerde asistan kadrolarının sınırlı
oluşu uzmanlaşma gereksinmesini bir çıkmaza sokmuştur. Bugün uygulandığı gibi,
mezuniyet sonrası eğitimden sadece asistanlık giriş sınavını kazananları
yararlandırmak çıkar yol değildir. Bu sınavı kazanamayanları özendiği gibi
hekimlik yapamamanın mutsuzluğu içinde bırakmak doğru değildir.
Alınması gereken
önlemlerin başında tıp fakültelerinde uygulamalı eğitime gereken ağırlığı
vererek genç hekimlere mesleklerini uzman olmadan da başarı ile uygulayabilecekleri
güvenini vermektir. Bunun için öğretim üyesi açığını ve eğitim olanakları
eksikliğini kapamak yanında öğrenci sayısını da kabul edilebilir düzeye indirmek
gerekir. Yeterli eğitim gören genç hekimlerin çoğu, başarılı hekimlik yapma
olanakları -örneğin gerekli araç ve gereç, mesleki danışma olanağı, hastaneler
ile işbirliği vb.- elde ederlerse, uzman olmasalar bile mutsuz olmazlar ve hastalara
çok yararlı olurlar. Bunun için tüm hastanelerde uzman ve asistan hekim kadroları
dışında hekim kadroları da bulunmalıdır.Bu uzman olmayan hekimlerin sürekli
eğitimleri bakımından gerekli olduğu kadar, hastane hizmetleri için de yararlıdır.
Son yılarda zorunlu hizmetlilere çalışacakları yer bulunması için başlatılan bu
uygulama kurumlaşmalıdır. Her hekimin en az iki yıl hastanelerde görevli olarak
çalışması olanağı sağlanmalıdır.
Uzmanlık eğitiminde
planlı bir uygulamaya da geçilmelidir. Bu, ülkemizde hiç düşünülmeyen bir
gereksinmedir. Asistanlık hastaneler için yardımcı hekim gücü olarak
düşünülmüştür. Örneğin, bir kalp-damar cerrahi kliniğinde şef, yardımcı
hekime muhtaçtır. Bu, amacı o dalda uzman olmak isteyen bir hekim ile
karşılanacağına, yardımcı hekimler ile karşılanabilir. Bu yolda uygulama
yapılamaz ise, gelecekte her kalp-damar cerrahisi uzmanını çalıştıracak klinik
bulunamaz. İngiltere'de olduğu gibi hastane hekimi (konseofficer) çalıştırarak uzman
olacak asistanların hastane hizmetleri yükü azaltılır ve bilimsel yönden
gelişmeleri de kolaylaştırılmış olur. Bugün asistanların çalışma şartlarının
esirlikten farksız olduğunu söylemek, abartma olsa bile, durumu aydınlığa
kavuşturmak için gereklidir.
Tıpta uzman
yetiştirme sorunları bugünkü durumda kalırsa, ülke ve hükümetler için ileride
büyük sorunlar yaratacağını söylemek için kâhin olmak gerekmez.
|