Tıpta Uzmanlık Üzerine*
Dokuz Nisan günü
10.000 üzerinde hekim arkadaşımız TUS sınavına girdi. Bunlardan ancak %10’u uzman
hekim olma şansına kavuşacaktır. Bu durum geçen yıl böyle idi, gelecek yıllarda da
böyle olacaktır. Türkiye’de daha fazla sayıda hekimin klinik dallarında uzman
olarak yetiştirilmesi olanaksızdır. Toplum ve tıp fakültelerindeki eğitim, her
hekimi uzmanlaşmaya koşullandırmaktadır ve gereksizdir. Gerekli önlem alınmazsa
mutsuz, küskün ve verimsiz bir hekim kitlesinin oluşması kaçınılmazdır.
Hükümet bu soruna
çözüm bulmalıdır. Çözüm yolu vardır. İlk önlem, her yıl tıp fakültelerine
5.000 değil, 1.500-2.000 öğrenci almaktır. İkinci önlem, tıp fakültesi
mezunlarından klinik dallarında asistan olmayanların toplumda sık görülen
hastalıkların tedavisi konusunda uzmanlar kadar bilgi ve beceri sahibi yapılmasıdır.
Batı ülkelerinde genel pratisyenlik, tıp fakültelerinden mezun olduktan sonra toplumda
sık görülen hastalıkların tedavisinde uzmanlaşmış kişilere verilen addır.
Ülkemizde genel pratisyen deyimi, tıp fakültelerinden mezun olduktan sonra
tamamlayıcı eğitim görmemiş hekimlere verilen ad olduğu için, bir toplumda sık
görülen hastalıkların tedavisinde uzmanlaşan hekime yeni bir unvan vermemiz
gereklidir. Uygun bir isim, toplum sağlığı uzmanı olabilir.
Toplum sağlığı
uzmanlığı eğitimi Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Sigortalar Kurumunun tüm
hastanelerinde gerekli koşullar hazırlanarak sağlanabilir. Bu önlemle hem hekimlerimiz
daha mutlu olur, hem de halkımıza daha nitelikli sağlık hizmeti verilir. Hükümet bu
sorunu hekimlerimiz ve halkımızın yararına çözmek isterse, Türk Tabipleri Birliği
de ayrıntılı bir uygulama planı sunmaya hazır ve isteklidir.
|