Hekimlik mi, Uzmanlık mı?
Değerli Meslektaşlarım,
Katılacağınız TUS sınavında sizlere başarılar dilerim. Başarı diliyorum ama,
hepiniz soruların tümüne doğru yanıt verseniz bile, ancak %10’unuzun asistan olma
hakkı kazanacağını da biliyorum. Hastanelerde asistan gereksinimi fazla. Bu
dengesizlikte YÖK’ün tıp fakültelerine alınacak öğrenci sayısını ülke
gereksiniminin üzerine çıkararak yaptığı hainliğin etkisi büyük. Bunun yanında
ülkemizde genel tıp hekimliğinin (General Practice) saygın bir alan olarak
yerleşmemesinin de rolü büyük.
Batıda -örneğin İngiltere’de-
hekimler için Genel Tıp Hekimliği (General Practitionership, GP) saygı duyulan ve
yeğlenen bir çalışma alanıdır. Hekimlerin %85’i GP’dir. Bu hekimler kendilerini
toplumda çeşitli uzmanlık dallarında en sık görülen hastalıkların tanı ve
tedavisinde klinik dalı uzmanları kadar yetiştirmiş kişilerdir. İngiltere’de
hekimler fakülteyi bitirdikten sonra ve muayenehane açmadan önce 2-3 yıl hastanelerde
ve deneyimli GP’lerin yanında çalışırlar. GP’ler toplum içinde hastane uzmanlarından
daha fazla tanınan ve inanılan kişilerdir. İngiltere’de bir GP bir hastasını
hastaneye yollamış, operatör hastaya “ameliyat olmanız gerekli” demiş. Hastanın
yanıtı: “bir kez de hekimime sorayım” olmuş.
Klinik dallarında uzman
olmayan arkadaşlarımızı mutlu ve hastalarına daha yararlı duruma getirmemiz için,
pratisyen hekimleri batıda olduğu gibi genel tıp hekimliğinde uzmanlaştırmalıdır.
Bunun için pratisyen hekimlerin bilgi ve becerilerini arttıracak programlar
geliştirilmeli, halka genel pratisyen hekimliğin önem ve değerini benimsetmek için
halk eğitim programları yürütülmeli, fakültelerde öğretim üyeleri genel tıp
alanında bilgi ve beceri kazanmanın önemini sürekli işleyerek öğrencilerin gerçeği
görmelerini sağlamalı ve pratisyen hekimler hastalara klinik dal uzmanlarından daha
fazla ilgi ve şefkat göstererek onların güvenini kazanmalıdırlar.
Hekimlikte üstünlük, hayat
kurtarmada gösterilen başarıyla, hayatı kurtarılan hasta sayısıyla ölçülür.
Pnömonili bir hastayı ölümden kurtarmakla kanserli bir hastanın tedavisi, insanlara
hizmet bakımından aynı değerdedir. Ben, kışın yolları karla kaplı bir sağlık
ocağında çalışan bir genç arkadaşıma sormuştum: “Bu kış bölgende kaç kişiyi
ölümden kurtardın?” Durdu, bir tahmin yaptı: “En az 30-40 kişi” dedi. Bu
arkadaşımızın başarısı fakültede en yüksek teknolojiyle çalışan, kalp-damar
cerrahisi gibi dallarda elde edilen başarıdan az değildir. Unutmamak gerekir;
hekimlikte amaç, hastayı teselli, ağrıları dindirme ve olanak varsa hastayı
sağlığına kavuşturmadır.
|