PROF. DR. NUSRET FİŞEK'İN KİTAPLAŞMAMIŞ YAZILARI - III
Eğitim, Tıp Eğitimi, Uzmanlık, Sürekli Eğitim ve Diğer Konulardaki Yazıları

 

Sürekli Eğitim*

       Günümüzde tıp, hızla değişen bilimlerin başında gelmektedir. Bir tıp eğitimcisinin yaptığı araştırma sonuçlarına göre, tıp bilgilerinin yarısı her yedi yılda bir değişmektedir. Hekimlerin bu değişimi izleyebilmelerinin yolu sürekli eğitim (continuing education) dir.

       Hekimlerin, kimi mesleki yayınları okuması şu ya da bu amaçla düzenlenen kimi kurslara ya da kongrelere katılması bugün sürekli eğitimden anladığımız biçimde bir çalışma sayılmaz. Hekimlerin sürekli eğitimi konusunda ilk ciddi program Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (S.S.C.B.) tarafından başlatılmıştır. Yetmişli yıllarda da her gelişmiş ülke, hekimlerin sürekli eğitimini kurallara bağlamıştır. Örneğin, A.B.D. de Amerikan Tabipleri Birliği hekimlerin sürekli eğitim programlarını standardize etmiştir. Hekimlerin eğitimlerini sürdürüp sürdürmediklerini izlemektedir. Amerikan Tabipleri Birliği, eğitimlerini gerektiği gibi sürdürmeyen hekimleri -eksiklerini tamamlayıncaya kadar- meslek uygulamasından yasaklamaktadır. Demokratik ülkelerde -sosyalist ülkelerden farklı olarak- sürekli eğitim meslek kuruluşları tarafından yürütülür.

       Ülkemizde hekimlerin sürekli eğitimi ciddi bir program olarak henüz ele alınmamıştır. Demokrasi bizim kültürümüzde olmadığı için, hekimler bu önemli soruna sahip çıkarak Türk Tabipleri Birliği çerçevesinde konuyu ele almamaktadır. Türk Tabipleri Birliğinin mali gücü ve otoritesi de bu programı başlatmaya yetmemektedir. Hükümetin çözemediği pek çok sağlık sorunu yanında bu işi de ele alma olanağı yoktur. Üniversitelere gelince, mezuniyet öncesi tıp eğitimi sorunlarını çözemeyen tıp fakülteleri için, bu husus düşünülmeyen bir hizmet olmaktadır. Bu durumda kim zarar görüyor? Sadece halk. Bilgisini sürekli olarak yenileyen bir kısım meslektaşımızın hizmetinden yararlanabilen bir kesimin dışında kalanlar, çağdaş tıbbın insanlara sağladığı olanaklardan yararlanamamış oluyorlar.

       Hekim arkadaşlarım, meslek yaşamında elli yılı doldurmakta olan, tıp eğitimi konusunda yurt içinde ve dışında deneyim kazanmış bir meslektaşınız olarak, tıpta yenilikleri izlemenin sağlanmasını hükümetlerin eline bırakmamanızı öneririm. Türk Tabipleri Birliği içinde güç birliği yapalım, kendi işimizi kendimiz görelim. Bu suretle sadece mesleki görevimizi yapmış olmayız. Ülkemizde gerçek demokrasinin yerleşmesinde de örnek bir hareket yapmış oluruz.



* T.T.B. Haber Bülteni, Sayı:9, Nisan 1986

 

BAŞA DÖN.....ANA SAYFA.....SAYFA BAŞI