PROF. DR. NUSRET FİŞEK'İN KİTAPLAŞMAMIŞ YAZILARI - III
Eğitim, Tıp Eğitimi, Uzmanlık, Sürekli Eğitim ve Diğer Konulardaki Yazıları

 

Başlarken*

       Türk Tabipleri Birliğinin hizmetlerini planlarken, diğer ülkelerdeki uygulamaları ve tıp meslek ahlak kurallarını göz önünde tutmak gerekir. Tıp meslek ahlak kuralları, kökenini bir yandan Hamurabi Kanunlarından, diğer yandan Hipokrat’tan alır. Neolitik çağ koşullarına göre konan bu kurallar, bugünün koşul ve gereksinimlerini karşılayamaz. Ancak, “Bir hekim için hastasına hizmet kendi kişisel sorunlarından önce gelir” ve “Bir hekim sağlığından sorumlu olduğu kişiye en iyi biçimde hizmet etmekle yükümlüdür” kurallarının değerini koruduğu da bir gerçektir. Kişiye yapılacak en iyi, en etkili sağlık hizmetinin onu hastalanmaktan korumak olduğu göz önüne alınırsa, zamanımızda tıp meslek ahlak kurallarının temel ilkesi şöyle belirtilebilir. “Hekimlik mesleğinin işlevi herkesin sağlığını korumak, her hasta ve sakat kişiye gereksindiği hizmeti vermektir. Hekimler bu işlevi yürütmekle sorumludur.”

       Bu kural, Türkiye Büyük Millet Meclisince onaylanan “İnsan Hakları Bildirisi” ve”Dünya Sağlık Örgütü Anayasası” na şu biçimde yansımıştır: “Irk, din, politik inanç, sosyal ve ekonomik durum ayrımı gözetmeksizin, herkesin erişilebilecek en yüksek sağlık düzeyine ulaşması temel haklarından biridir.”

       Herkese en yüksek düzeyde sağlık hizmeti sunmanın koşullarından biri, hekimlerin tıp teknolojisindeki gelişmeleri yakından izlemeleridir. Bu konuda yapılan araştırmalar, tıpta bilgilerin yarı ömrünün yedi yıl olduğunu göstermiştir. Bir başka deyimle, tıptaki yenilikleri yedi yıl izlemeyen bir hekimin bildiklerinin yarısı yanlış ya da eksiktir. Bu bilgi kaybı hekim için kişisel yönden önemli olmayabilir. Buna karşın hekimin bu hatasını hastası yaşamıyla ödeyebilir. Bu nedenle gelişmiş ülkeler, hekimlerin sürekli eğitimlerini sağlamak çabalarına girmişlerdir. Kimi ülkelerde bu eğitim hükümetler tarafından, kimilerinde ise tıp fakülteleri ve dernekler eliyle yürütülmektedir. Sürekli eğitim yapan fakültelerde bu işler için kurulan Enstitü ve bölümler vardır. Aralarında İngiltere, Norveç, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’nın da bulunduğu bir kısım ülkelerdeyse Tıp Meslek Dernekleri bu hizmeti yürütmekte ve yaptırımlara bağlamaktadırlar. Ülkemizde tıp fakülteleri ve Sağlık Bakanlığı da ara sıra hekimler için gelişme kursları açmış, çeşitli kurum ve kişilerce hekimlerin hastalık tanı ve tedavi işlevlerini geliştirme amacı güden dergiler yayınlamıştır. Ancak bu konu hiç bir zaman geniş ve sistemli bir şekilde ele alınmamıştır.

Hekimlerin sürekli eğitiminde en aktif olan sektör ilaç sanayidir. İlaç üreten firmalar tüm hekimlere erişecek şekilde bir eğitim programı yürütmektedirler. Öyle görünüyor ki, bu firmaların yayınları ve bir bakıma eğitici sayılacak reprezantanları da olmasa bir kısım hekimlerimiz tıptaki gelişmelerden habersiz kalacaklardır. Ancak ilaç sanayiinin bu çabaları, halka tedavi hekimliği ve koruyucu hekimlik hizmetini daha iyi götürme amacıyla değil, ürettikleri ilaçların daha fazla satılmasını sağlamak için yapılmaktadır. Bu nedenle yanıltıcı olma olasılığı vardır. Yayınlanan dergilere gelince, bu dergilerdeki yazıların çoğunluğu, bilimsel yönden değerli olmakla birlikte, hekimin tıp uygulamalarında yararlanabileceği nitelikte değildir.  Sürekli eğitimde kullanılan yöntem, araç ve gereçler şunlardır:

1.     Dergi ve Kitaplar,

2.     Programlanmış öğretim gereçleri,

3.     Görsel ve İşitsel eğitim gereçleri,

4.     Eğiticilere danışma,

5.     Uygulamalı eğitim,

6.     Mesleki toplantılar.

       Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, önümüzdeki yıllarda kademeli olarak geliştirilen bir sürekli eğitim programı uygulayarak hekimlere ve halkımıza yararlı olmak kararındadır. Çıkardığımız bu dergi, bu alanda attığımız ilk adımdır. Dergimizin politikası hekimlerin, halkımıza yaptıkları hizmeti çağın teknolojik düzeyinde tutmalarına yarayacak yazıları yayınlamaktır. Bu, ancak hizmete gönül vermiş siz meslektaşlarımızın sürekli ilgi, eleştiri ve yardımlarıyla başarılabilir. Yazı göndererek, dergiyi eleştirerek ve önerilerde bulunarak derginin değerinin artmasını sağlayacak arkadaşlarıma ve emeklerini gönüllü olarak halkımıza ve hekimlere hizmete adayan yayın kurulu üyelerine, derginin çıkarılmasında öncülük eden İstanbul Tabip Odası Yönetim Kuruluna kendim ve Birliğimiz adına teşekkürlerimi sunarım.



* Toplum ve Hekim, Sayı:33, Haziran 1984

 

BAŞA DÖN.....ANA SAYFA.....SAYFA BAŞI