Hekimlerin Tıp Eğitimi*
1. Giriş:
Yüksek Öğretim
Kurumunun (YÖK) tıp eğitim standardını olumsuz etkileyen kararları,Türk
hekimliğinin geleceği konusunda Türk Tabipleri Birliğini (TTB) kaygılandırmaktadır.
Öğretim üyesi ve eğitim araç ve gereci yetersiz fakülteler açılması, fakültelere
eğitim olanağının çok üstünde öğrenci alınması ve öğretim üyelerinin
bilimsel özerkliklerinin ve yönetimde söz haklarının ellerinden alınması,
dolayısıyla işlerine yabancılaştırılmalarına neden olunması YÖK’ün olumsuz
kararları arasında sayılabilir. TTB bu durumu, 1984 yılında yayınladığı ve
Cumhurbaşkanına, Bakanlara, Milletvekillerine ve -YÖK dahil- ilgili kurumlara
yolladığı Memorandumda belirtmişti. 12.11.1985 tarihinde de Devlet Planlama
Teşkilatı Müsteşarlığı’na sağlık hizmetlerinin yeniden düzenlenmesi konusunda
gönderilen raporda da tıp eğitimindeki aksaklıklar belirtilmişti. TTB Bülteni’nde
de, bu konuyla ilgili yayınlar yapılmıştı. Sorunların çözümlenmesinde olumlu bir
gelişme olmadığı için, bir kez de, fakülteleri yeni bitiren hekim
meslektaşlarımızın görüşünü yansıtarak ilgilileri uyarmayı düşündük.
Fakültelerden yeni mezun olan arkadaşlarımız zorunlu hizmet dolayısıyla sağlık
ocaklarında çalıştığından, tıp eğitimi konusunda hazırladığımız anketi
sağlık ocağı hekimlerini temsil edecek biçimde sistematik örneklem yöntemiyle
seçtiğimiz hekimlere gönderdik. Seçilen örnekte 510 hekim vardı. Anketlerin geri
gönderilmesinde kolaylık sağlamak için anketle birlikte pullu ve üzerinde TTB’nin
adresi yazılı zarflar yollandı. Ankette 19 soru vardı. Anketi yanıtlayanların
kimliğini belirtecek hiçbir kayıt yoktu. Bu nedenle anketi geri göndermeyen hekimleri
ikinci kez uyarmak olanaksızdı. Anketlerin geri gönderilmesi için tanıdığımız 6
haftalık sürede bize 253 (Tüm ocak hekimlerinin %10’u) yanıt gönderildi. Anketi
doldurup geri göndermeyen hekim arkadaşlarımızın tıp eğitimi konusunda olumlu ya da
olumsuz görüşleri olmadığını düşünüyoruz.
Bulguların
sunuluşuna ve değerlendirilmesine geçilmeden önce, ankete katılan
meslektaşlarımızdan çoğunun 1978 ve 1979 yıllarında Tıp Fakültelerine girmiş
olduğunu belirtmek gerekir. YÖK tıp fakülteleri kontenjanlarını 1982-83 ders
yılında arttırmıştır. 1982 yılı öncesinde tıp fakültelerine her yıl alınan
toplam öğrenci sayısı ortalama 2400 dolaylarında idi. Ortalama sayı 1982 yılından
sonra, yılda toplam 5400 dolaylarına çıkmıştır. YÖK’ün bu olumsuz kararının
ülkemizde tıp mesleğine ve uygulamalara yapacağı etki 1986 yılından sonra daha
belirgin olacaktır.
2.Bulgular:
Anketleri doldurarak
geri gönderen hekimler arasında, mezun veren 17 tıp fakültesinde eğitimlerini
tamamlamış hekimler vardır. Bulguların sunuluşunu kolaylaştırmak için eski beş
fakülte (İstanbul, Cerrahpaşa, Ege, Ankara, Hacettepe) ayrı bir grup, diğer
fakülteler (Dicle, Çukurova, Atatürk, Anadolu, 19 Mayıs, Erciyes, Cumhuriyet, 9
Eylül, Uludağ, Akdeniz, Karadeniz, Gazi tıp fakülteleri bir ikinci grup olarak
toplanarak incelenmiştir. Bu eski beş fakülte A, B, C, D, E, diğer, yeni kurulan
fakülteler F-O harfleriyle gösterilmiştir.
Tablo:1’de
görüldüğü gibi hekimlerin yüzde 65’i 1967 yılından önce kurulan beş
fakülteden, yüzde 35’i yeni kurulan 12 fakülteden mezun olmuştur. Hekimlerin yüzde
93’ü zorunlu hizmet yasasının kabulünden sonra fakülteleri bitiren hekimlerdir.
Hekimlere ilk sorulan
soru fakültede gördükleri eğitimin sağlık ocağında karşılaştıkları
hastalıkların tanı ve tedavisi yönünden yeterli olup olmadığı idi. Tablo:2’de
görüldüğü gibi, hekimlerin yüzde 42’si gördükleri eğitimi yeterli, yüzde
53’ü kısmen yeterli ve yüzde 5’i yetersiz bulmaktadır. Gördükleri eğitim
bakımından fakülteler arasında farklar görülmekte ise de, bu farklar istatistiksel
olarak önemli değildir.
Sağlık ocağındaki
hekimlik uygulamalarına uyum sağlayabilme konusunda ocak hekimleri büyük çoğunlukla
oldukça yeterli eğitim görmüş oldukları görüşünde olmalarına karşın
yetersizlik konularındaki görüşleri arasında, üzerinde önemle durulacak noktalar
vardır. Aşağıdaki dört konu en sıklıkla dile getirilen ilk on eleştiri
arasındadır.
a- Teorik eğitime
çok, pratik eğitime az yer verilmektedir. (Ankete katılan hekimlerin % 81’i bu
görüşü belirtmiştir.)
b- Sınıflar ve
uygulamalı eğitimde gruplar çok kalabalıktı. (Ankete katılan hekimlerin % 67’si bu
görüşü belirtmişti.)
c- Ocaklarda sık
görülen hastalıklara az, görülmesi olası olmayan hastalık ve sendromlara çok
ağırlık verilmektedir. (Ankete katılanların % 48’i bu görüşü belirtmişti.)
d- Fakültede
öğretilen tanı ve tedavi yöntemleri ocak koşullarına uygun değildir. (Ankete yanıt
veren hekimlerin % 35’i bu görüşü belirtmişti.)
Yukarıda belirtilen
ilk iki eleştiriyi yapan hekimlerin tıp fakültelerine göre oranı yüzde 59 ile yüzde
89 arasında değişmektedir. Öğrenci sayısı göreceli olarak az olan 12 yeni
fakülteden mezun olan hekimler de bu eleştirileri yapanlar arasındadır. Bunun nedeni,
bu fakültelerde öğretim elemanı, eğitim araç ve gereçlerinin eksikliğidir. Yeni
kurulan fakültelerde eğitim gören hekimlerden yüzde 50’si öğretim elemanı yetersizliğinden yakınmaktadır. Bu eleştiri
yeni fakültelerden mezun olan hekimlerin en çok üzerinde durdukları bir noktadır.
Eski fakültelerden mezun olan hekimlerin yüzde 28’i öğretim üyesi yetersizliğinden
yakınmaktadır. Aradaki fark rastlantıya bağlı değildir. (ki kare 11,535, SD=
5,P<0.001). Yukarıdaki son iki eleştiriye gelince, burada fakülteler arasında
önemli bir fark yoktur. Oranlar yüzde 53 ile yüzde 33 arasında değişmektedir.
Fakültelerde pratik
eğitimin yeter ölçüde yapılamadığı göz önüne alınarak sağlık ocağındaki
uygulamalar bakımından önemli olan laboratuar muayeneleri, kadın-doğum ve küçük
cerrahi girişimler konularında hekimlerin görüşü sorulmuştur. Jinekolojik muayeneyi
öğrenmek için en az 20 kez muayene yapmayı, doğuma yardım becerisi kazanmak için en
az 10 doğuma yardım etmeyi, küçük cerrahide el becerisi kazanmak için en az 10 kez
apse açma, yara dikme gibi işlemlerin yapılmasını yeterli eğitim görme ölçütü
olarak kullandık. Anketlere aldığımız yanıtlara göre elde ettiğimiz sonuçlar
Tablo:3,4,5 ve 6’da görülmektedir. Jinekolojik muayenede, spiral takmada ve doğuma
yardımda hekimlerin - aynı sıra ile - yüzde 48’i, 35’i ve 50’si yeterli eğitim
gördükleri görüşündedir. Ancak hiç jinekolojik muayene yapmadan, doğum görmeden
fakülteden mezun olan hekimler de vardır. Bu konularda fakülteler arası fark
incelendiğinde doğuma yardım hususunda önemli bir fark yoktur. Tablo:3 ve 4’de
sunulan verilere göre E fakültesinden mezun olan hekimler, Kadın - Doğum konusunda
diğer fakültelere göre daha yeterli pratik eğitim görmüşlerdir. C fakültesinden
mezun olan hekimlerin yaptıkları jinekolojik muayene sayısı diğer fakültelere göre
önemli düzeyde azdır. Spiral takmayı öğrenenlerin sayısı da E fakültesinde,
diğer fakültelere göre önemli düzeyde çoktur (%94). Küçük cerrahi girişimlerini
fakültede yeter sayıda yapanların oranı yüzde 65’dir. Bu oran B ve C Fakültelerinde yüzde 52 ve 46; E
Fakültesinde yüzde 94’dür. Fakülteler arası fark istatistiksel olarak önemlidir.
Hekimlerin sağlık
ocaklarında yapılabilecek laboratuar muayenelerinde beceri kazanmış olup olmadıkları
konusundaki soruya verilen yanıtlar da, Tablo:7’de görüldüğü gibi, büyük
çoğunluk ( % 59 ) yeterli eğitim gördüğü görüşündedir. Bu konuda da fakülteler
arasında önemli fark vardır. E fakültesinde yetişen hekimlerin yüzde 88’i; C
fakültesinde yetişenlerin yüzde 39’u yeterli eğitim gördükleri görüşündedir.
Tıp fakültelerini
bitiren hekimlerin büyük çoğunluğunun atandığı sağlık ocaklarında hizmet, hekim ve diğer sağlık personelinden
oluşan bir ekip tarafından yürütülür. Hekim bu ekibin lideri ve deneticisi
(supervisor) dir. Koruyucu hekimlik hizmetleri ve doğuma yardım, büyük ölçüde,
diğer personel tarafından yapılır. Bu nedenle, hekimlere sağlık ocağındaki
personelin görevleri ve denetimleri (yanılgılarını
saptayıp düzeltmek) konusunda fakültede yeter bilgi verilip verilmediği sorulmuştur.
Hekimlerin yüzde 79’u, fakültelerde bu konuda eğitim görmedikleri ya da eğitimin
yetersiz olduğu yanıtını vermişlerdir. Tablo:8’de görüldüğü gibi bu konuda
fakülteler arasında önemli fark vardır. Farklı olan E ve B fakülteleridir. Diğer
fakülteler arasındaki fark önemli değildir.
“Fakültede
gördüğünüz eğitimin yetersiz yönleri nedir?” sorusuna verilen yanıtlar
hekimlerin, sağlık ocaklarında birlikte çalıştıkları personeli
denetleyebilmelerine yardımcı olacak bilgilerinin yetersizliğini göstermektedir.
Koruyucu hekimlik ve sağlık ocağı yönetimi konusundaki eğitimin yetersizliği en
çok söz edilen on konu arasında 5 ve 6.sırayı almaktadır. Ankete yanıt veren
hekimlerin sıklıkla söz ettikleri konular şunlardır,
a- Fakültede
gördüğümüz koruyucu hekimlik eğitimi yetersizdir. (Ankete yanıt veren hekimlerin
%35’i bu görüşü belirtmiştir.)
b- Fakültede sağlık
ocağı hizmetlerini yönetme konusunda yeter eğitim görmedik. (Ankete katılan
hekimlerin % 29’u bu görüşü belirtmiştir.)
c- Öğrenci-öğretim
elemanı ilişkilerinin zayıflığı ve öğretim üyelerinin ilgisizliği (Ankete yanıt
veren hekimlerin % 25’i bu görüşü belirtmiştir.)
d- Acil vakalara
müdahale eğitimi yeterli değil (Ankete yanıt veren hekimlerin %22’si bu görüşü
belirtmiştir.)
e- Eğitim araç ve
gereçlerinin yetersizliği (Ankete yanıt veren hekimlerin % 19’u bu görüşü
belirtmiştir.)
Aşağıdaki konular
çok sayıda hekim tarafından dile getirilmemiş olmakla birlikte, üzerinde önemle
durulması gereken noktalardır:
a- Eğitim, düşünme
ve karar verme yeteneğini geliştirmeye değil, ezberciliğe yöneliktir,
b- Fakültede bize
öğretilen, bir hastanenin olanaklarıyla nasıl bir hekimlik yapılacağıdır,
c- Hekim eğitiminde
sayı değil, niteliğin önemli olduğu YÖK’e anlatılmalıdır,
d- Bizi fakültede
hekim olmak için değil, sınıf geçmek için çalışmaya yönelttiler,
e-Eğitim programları
araştırıcı ve yaratıcı düşünceyi geliştirmekten uzaktır,
3. Sonuç:
Araştırmanın
önemli sonuçlarının başında, öğrenci sayısının eğitim olanaklarından çok
fazla ve uygulama eğitimlerinin az olduğu görüşünün, fakültelerini yeni bitirmiş
meslektaşlarımız tarafından da paylaşılmış olması gelmektedir.
Eski fakültelerden
mezun olan hekimlerle -bu eski fakültelerden biri dışında-yeni fakültelerden mezun
olanlar arasında gördükleri eğitim konusunda eleştiriler bakımından önemli bir
fark yoktur. Bunun nedeni eski fakültelere de eğitim kapasitesinin üzerinde öğrenci
alınmasıdır. Eski fakülteler arasında daha iyi bir eğitim yapan E fakültesi
Tablo:1’de görüldüğü dibi, diğer eski fakültelere oranla az öğrenci
almaktadır. Bu fakülte öğrencilerini, son sınıfta iki ay süreyle bir sağlık
ocağında yatırarak staj da yaptırmaktadır.
YÖK, öğrenci
kontenjanlarının arttırılması kararını ülkemizin hekim açığının büyük
olduğu varsayımına dayandırmaktadır. Bu bilgisizce yapılan bir tahmindir. Bu tahmini
yapanlar Batıda 500-700 kişiye bir hekim düştüğü gözlemine dayanarak,
Türkiye’de de 70.000 hedefine erişirlerse, sağlık sorunlarımızın çözüleceğini
sanmaktadırlar. Bu tahmini yapanların bilmedikleri nokta, halkın hekim kullanma
alışkanlığıdır. Batı ülkelerinde hekime başvurma yılda kişi başına 5
dolaylarındadır. Bu sayı Türkiye’de -yapılan bir araştırmaya göre- bire
yakındır. Bu duruma göre Türkiye’de 3500 (5x700) kişiye bir hekim -tam kapasite ile
çalışırsa- yeterlidir. Türkiye’de bugün 1500 kişiye bir hekim düşmektedir.
Ülkemizin çok hekime değil, iyi yetişmiş hekime gereksinmesi vardır. İyi hekimlik
bir bilenin gözlemi altında uygulama yaparak öğrenilir. Tıp öğrencileri ve genç
hekimler de bunu bilmektedirler. Fakülteyi bitirenlerin bir an önce asistan ve uzman
olma istemlerinin nedenleri arasında, bir uzmanın yanında çalışarak uygulama
becerisi kazanmak isteği de vardır.
Araştırmamızın
açıklık kazandırdığı bir diğer nokta da, hekimlerin fakültede gördükleri
eğitimin, mezuniyetten sonra kendilerine verilen göreve kolayca uyum sağlayacak
biçimde olmamasıdır. Zorunlu hizmet yasası kabul edilene kadar böyle bir sorun yoktu.
Çünkü, hekimlerin sağlık ocağı hekimi olmaları gerekmiyordu. Bugün ise,
fakülteden mezun olan meslektaşlarımızın çoğu sağlık ocağı hekimi olma
zorundadır. Bu nedenle fakülteler eğitim programlarını ülkemizin gereksindiği
hekimlik hizmetini göz önüne alarak düzenlemeli ve YÖK fakültelere bu yönde yol
göstermelidir.
Önümüzdeki
yıllarda fakültelerden mezun olacak hekimlerimizin karşılaşacakları sorunları
azaltmak için, zaman geçirmeden gerekli önlemler alınmalıdır. YÖK tarafından
arttırılan kontenjanların doğuracağı sorunlar, yakın gelecekte bugüne oranla çok
daha ciddi olacaktır.
4. Öneriler:
a- Öğretim
üyeleri, tıp fakültelerindeki görevleri esnasında öğrencilerin genel pratisyenlik
yapacak yetenekte eğitilmelerine önem verilmesi gerektiğini benimsemeli ve bu ilke,
davranışlarına yansımalıdır.
b- Öğretim
üyeleri, öğrencilerin tıp meslek ahlakı kurallarına uygun davranışlar
kazanmalarını sağlayacak biçimde davranarak, öğrencilere örnek olmalıdır.
c- Öğrenciler,
tıp mesleğinin insanlara hizmet mesleği olduğu düşüncesini, öğretim üyelerinin
çalışma sürelerinin tümünü fakülte içi işlere ayırmalarıyla benimseyebilirler.
d- Eski
fakültelerde öğrenci kontenjanı, eğitilebilecek sayıya indirilmelidir.
e-Yeni fakülteler,
öğretim kadrosu güçleninceye kadar mezuniyet öncesi eğitim yapmamalıdır. Öğretim
üyeleri asistan eğitimi ve araştırmalarla yakından ilgilenmelidir.
f- Öğrenciye her
şeyi anımsamaya zorlama yerine, kitaplara başvurarak sorun çözme alışkanlığı
kazandırmalıdır.
g- İntörnlük
döneminde eğitimin en az yarısı, poliklinik ve sağlık ocaklarında, küçük gruplar
olarak ( 4-5 öğrenci ve bir
öğretim elemanı ) uygulamalı eğitim yaparak geçirilmelidir.
h- Tıp
fakültelerinde hekimlere, çağımız hekimliğinin bireysel hekimlik olmadığı, bir
ekiple topluma verilen bir hizmet olduğu, ekibin içinde herkesin birbirini ve diğer
sağlık personelini - bilgi aktarma dahil - desteklemesinin görevi olduğu inancı
benimsetilmelidir.
I- Hekimler,
sağlık ocaklarında ebe ve hemşireleri ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması
konularında denetleyecek, onların eğitim eksikliklerini tamamlayacak kadar bilgiyi,
fakültede öğrenmiş olmalıdırlar.
j- Tıp
fakültelerinde hekimlere, halk sağlığı bilgilerinin kuramsal bilgi olarak
aktarılmasıyla yetinilmemelidir. Bu alanda uygulama becerisi kazandırılmalıdır.
Tablo: 1- Ankete
Katılan Hekimlerin Mezun Oldukları Fakülteler, Mezuniyet Yılları ve Sınıflarındaki
Ortalama Öğrenci Sayıları
|
|
Mezuniyet
Yılları |
Toplam |
Fakülteler |
Sınıfta
Öğrenci Sayısı |
1970-1981 |
1982-1983 |
1984-1985 |
Sayı |
Yüzde |
A |
350 |
5 |
7 |
31 |
43 |
17 |
B |
450 |
1 |
10 |
33 |
44 |
17 |
C |
300 |
4 |
10 |
27 |
41 |
16 |
D |
450 |
1 |
3 |
16 |
20 |
8 |
E |
145 |
0 |
4 |
13 |
17 |
7 |
F - O |
75 |
7 |
23 |
58 |
88 |
35 |
Sayı |
|
18 |
57 |
178 |
253 |
. |
Toplam Yüzde |
. |
7 |
22 |
71 |
. |
100 |
Tablo:2- Hekimlerin
Gördükleri Eğitimi Sağlık Ocaklarında Hasta Tedavi Hizmetlerine
Uyum Sağlama Bakımından Değerlendirmeleri
|
Yeterli |
Kısmen Yeterli |
Yetersiz |
Toplam |
Fakülteler |
Sayı |
Yüzde |
Sayı |
Sayı |
Sayı |
A |
20 |
47 |
20 |
3 |
43 |
B |
25 |
57 |
18 |
1 |
44 |
C |
11 |
27 |
28 |
2 |
41 |
D |
7 |
35 |
13 |
0 |
20 |
E |
9 |
53 |
8 |
0 |
17 |
F - O |
33 |
49 |
47 |
8 |
88 |
Sayı |
105 |
- |
134 |
14 |
253 |
Toplam Yüzde |
- |
42 |
53 |
5 |
100 |
Ki kare 10,171 SD=5 p>0,05 fark önemsiz
Tablo: 3- Hekimlerin
Tıp Fakültesinde Öğrenci İken Yaptıkları Jinekolojik Muayene
Sayıları
|
Hiç yapmamış |
Beşten az |
6 - 20 arası |
Yirmiden Çok |
Toplam |
Fakülteler |
Sayı |
Sayı |
Sayı |
Sayı |
Yüzde |
Sayı |
A |
8 |
7 |
8 |
20 |
47 |
43 |
B |
3 |
9 |
16 |
16 |
36 |
44 |
C ( x ) |
7 |
11 |
12 |
11 |
27 |
41 |
D |
2 |
4 |
5 |
9 |
45 |
20 |
E ( x ) |
0 |
1 |
2 |
14 |
82 |
17 |
F - O |
8 |
10 |
19 |
51 |
58 |
88 |
Sayı |
28 |
42 |
62 |
121 |
- |
253 |
Toplam Yüzde |
11 |
17 |
24 |
- |
48 |
100 |
Ki kare 21,394
SD= 5
p
<0,001 ( x )
fark önemli
Tablo: 4- Fakültede
Spiral Takmayı Öğrenen Hekimler
|
Öğrenmemiş |
Öğrenmiş |
Toplam |
Fakülteler |
Sayı |
Yüzde |
Sayı |
Yüzde |
Sayı |
A |
35 |
82 |
8 |
18 |
43 |
B |
34 |
77 |
10 |
23 |
44 |
C |
28 |
68 |
13 |
32 |
41 |
D |
12 |
60 |
8 |
40 |
20 |
E ( x ) |
1 |
6 |
16 |
94 |
17 |
F - O |
55 |
67 |
33 |
37 |
88 |
Toplam |
165 |
65 |
88 |
35 |
253 |
Ki kare 34,862
SD=5
p<0,001
( x ) fark önemli
Tablo: 5- Hekimlerin
Fakültede Öğrenci İken Yardım Ettikleri Doğum Sayısı
|
Hiç Yardım
Etmemiş |
|
Ondan Çok |
Toplam |
Fakülteler |
Ondan az |
Sayı |
Yüzde |
Sayı |
A |
3 |
13 |
27 |
63 |
43 |
B |
3 |
20 |
21 |
48 |
44 |
C |
3 |
21 |
17 |
41 |
41 |
D |
3 |
10 |
7 |
35 |
20 |
E |
1 |
3 |
13 |
76 |
17 |
F - O |
12 |
34 |
42 |
48 |
88 |
Sayı |
25 |
101 |
127 |
. |
253 |
Toplam Yüzde |
10 |
40 |
. |
50 |
100 |
Ki kare 10,843 SD= 5 p>0.05 fark önemsiz
Tablo: 6- Hekimlerin
Tıp Fakültesinde Öğrenci İken Yaptıkları Küçük Cerrahi Müdahale
Sayıları
|
Hiç Yapmamış |
Ondan az |
Ondan Çok |
Toplam |
Fakülteler |
Sayı |
Sayı |
Sayı |
Yüzde |
Sayı |
A |
2 |
9 |
32 |
74 |
43 |
B ( x ) |
9 |
12 |
23 |
52 |
44 |
C ( x ) |
6 |
16 |
19 |
46 |
41 |
D |
1 |
6 |
13 |
65 |
20 |
E |
- |
1 |
16 |
94 |
17 |
F - O |
3 |
23 |
62 |
70 |
88 |
Toplam |
21 |
67 |
165 |
65 |
253 |
Ki Kare 24,755 SD=5 p< 0,001 ( x ) fark önemli
Tablo: 7- Hekimlerin
Sağlık Ocağında Yapılabilecek Laboratuar Muayenelerini Tıp
Fakültelerinde
Öğrenip Öğrenmedikleri Sorusuna Verdikleri Yanıt
|
Öğrendim |
Kısmen
Öğrendim |
Öğrenmedim |
Toplam |
Fakülteler |
Sayı |
Yüzde |
Sayı |
Sayı |
Sayı |
A |
24 |
43 |
18 |
1 |
43 |
B |
33 |
75 |
8 |
3 |
44 |
C ( x ) |
16 |
39 |
22 |
3 |
41 |
D |
10 |
50 |
9 |
1 |
20 |
E ( x ) |
15 |
88 |
1 |
1 |
17 |
F - O |
50 |
57 |
33 |
5 |
88 |
Sayı |
148 |
. |
91 |
14 |
253 |
Toplam Yüzde |
|
59 |
36 |
5 |
100 |
|
|
|
|
|
|
|
Ki kare 18,357 SD = 5 p <0,01, ( x ) fark
önemli
Tablo: 8-
Hekimlerin Eğitimlerini Sağlık Ocağı Personelini Denetleme Yetenekleri
Bakımından
Değerlendirmeleri
|
Yeterli Eğitim
Gördüm |
Yeterli Değildi |
Eğitim Görmedim |
Toplam |
Fakülteler |
Sayı |
Yüzde |
Sayı |
Sayı |
Sayı |
A |
5 |
12 |
20 |
18 |
43 |
B ( x ) |
14 |
32 |
18 |
12 |
44 |
C |
2 |
5 |
14 |
25 |
41 |
D |
3 |
15 |
15 |
2 |
20 |
E ( x ) |
12 |
71 |
4 |
1 |
17 |
F - O |
18 |
20 |
44 |
26 |
88 |
Sayı |
54 |
|
115 |
84 |
253 |
Toplam Yüzde |
21 |
|
46 |
33 |
100 |
Ki kare 36,991 SD = 5 p <0,001 ( x )
fark önemli
|