Anma Etkinlikleri

1996 Kasım Anma Etkinlikleri

Anma Konuşmaları :

Düzenleyenler: Türk Tabipleri Birliği, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi.

Anma konuşmalarının metinlerini okumak için tıklayınız.

Mezarbaşı Konuşması : Prof.Dr.R.Kazım Türker

Anma Yazısı

Yer: Cumhuriyet Gazetesi'nin 2.Sayfası

Yazan: Prof.Dr.Kazım Turker

Prof.Dr.Nusret H.Fişek Halk Sağlığı Ödülleri

Düzenleyen: Türk Tabipleri Birliği

Sağlık Ocağı Ödülünü Kazananlar: Ankara Gülveren SO, Muğla Milas Çamiçi SO, İzmir Karşıyaka 2 No.lu SO, İzmir Torbalı Atatürk SO.

Bilim Ödülünü Kazanan: Prof.Dr.Muzaffer Aksoy

Hizmet Ödülünü Kazanan : Prof.Dr.Nevzat Eren

İstanbul Tabip Odası Prof.Dr.Nusret H.Fişek Halk Sağlığı HİZMET ve TEŞVİK ödülü:

Kazanan:

SSK ve Sağlık Hizmetleri Kurultayı Düzenleme Kurultayı

Barış Dinletisi :

Düzenleyenler : Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve çevre İçin Sağlıkçılar Derneği (NÜSED).

Katılımcılar: Anadolu Yaylı Çalgılar Dörtlüsü

Okur Semineri

Düzenleyen: Fişek Sağlık Hizmetleri ve Araştırma Enstitüsü

Yer: Fişek Enstitüsü - Yenibosna Doğu Sanayi Sitesi, Bahçelievler İstanbul

Konu : Prof.Dr.Nusret H.Fişek'in Eylemi'nin Farklı Boyutlarının İrdelenmesi

Katılımcılar: Herkes

Panel ve Açık Tartışma

Düzenleyen: Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve çevre İçin Sağlıkçılar Derneği (NÜSED), Mamak Belediyesi.

Konu :Tüketici Hakları ve Toplum Hekimliği

Katılımcılar: Herkes

Konferans

Düzenleyen: Türk Tabipleri Birliği, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi

Konuşmacı : Prof.Dr.Bozkurt Güvenç

1996 Kasım Anma Konuşmaları

Hacettepe Halk Sağlığı Vakfı tarafından yayınlanan

Prof. Dr. Nusret H. FİŞEK
BİR ANMA GÜNÜ
2-4 Kasım 1996


kitabından alınmıştır.

Sayın Nusret Fişek Ailesi ve Dostları

Bugün hocamız Prof. Dr. Sayın Nusret Fi şek'in kaybının 6.cı yılı. Zaman bazen acıları, sıkıntıları unutturur derler. Biz ise hocamızı yıllar geçtikçe daha da özlüyoruz ve arıyoruz.

Sayın Fişek, çalışkanlığı, hizmette gösterdiği titizlik, yaratıcılık ve eğitime verdiği önem ile hem yurt içinde, hem de uluslararası alanda hepimizin gururu ve önderi olmuştur. Halk Sağlığının geniş spektrumu içinde her alanda sürekli çalışmış, yenilikleri getirmiş ve üretkenliğin örneği olmuştur. Çalışmalarının temelinde hakkaniyet ve yurt sevgisi bulunmaktadır. Bütün meziyetlerinin yanında her zaman tevazuun, alçak gönüllülüğün simgesi olmuştur. Nusret Fişek hocamız sağlık alanında birçok yeniliklerin mimarı olarak tanınır. 224 sayılı yasanın çıkması, aile planlaması çalışmalarının güçlendirilmesi, toplum hekimliği eğitimindeki yenilikler bunlardan sadece bir kaçıdır.

Sayın ve sevgili hocamızı siz sayın dostlarına kendi sözcükleri ile tanıtmak isterim. "Toplum Hekimliğinin 15 Yılı" isimli albüme ön sözü yazan hocamız, Bölümün başarılarının nedenlerini sıralar iken aslında kendi düşünce ve ilkelerini dile getirmiştir. Bunları siz sayın konuklarımız ile paylaşmak istiyorum.

  • Sayın Nusret Fişek, tüm öğretim üye ve yardımcılarının yöneticileri ve programları açıkça eleştirebilmeleri ve yöneticilerinin bu eleştirileri hiçbir önyargıya varmadan değerlendirmelerini isterdi.
  • Sayın Nusret Fişek, tüm öğretim üye ve yardımcılarınm birey olarak değil genel olarak planlama hizmetlerinde kendisine düşeni yapan bir ekip üyesi olarak çalışmasını isterdi.
  • Sayın Nusret Fişek, her öğretim üye ve yardımcısına kendi görevinde takdir ve karar hakkı tanırdı.
  • Sayın Nusret Fişek, tüm öğretim üye ve yardımcılarının birbirinin çalışmasını desteklemesi ve tamamlamasını önerirdi.
  • Sayın Nusret Fişek, en yaşlısından en gencine kadar tüm öğretim üye ve yardımcılarınm birbirinin kişiliğine saygı duymasını isterdi.
  • Sayın Nusret Fişek, hiçbir kimsenin diğerinin emeğinden kendine haksız maddi veya manevi çıkar sağlamamasını savunurdu.
  • Sayın Nusret Fişek, Toplum Hekimliğinin ideolojik bir doktrin olarak değil, bilimsel bir gerçek olarak ele alınacağına inanır idi.
Sözlerime, büyük bilim adamı ve Türk Tıp Tarihine ismini altın harfler ile yazdıran, koruyucu hekimliğin mümtaz ismi Sayın Nusret Fi- şek'in manevi huzurunda saygı ile eğilerek ve kendisine tanrıdan rahmet dileyerek son vermek istiyorum. Ayrıca bu vesile ile ricamızı kabul edip, konferans vermeyi kabul buyuran, Prof. Dr. Sayın Bozkurt Güvenç'e şükranlarımı arz ediyorum: Saygılarımla,

Prof. Dr. Münevver Bertan
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı





Sayın Fişek Ailesi,

Değerli konuklar,

Sözlerime başlamadan önce, Dr. Nusret Fişek'i, ölümünün altıncı yılında, şahsım ve Fakültem adına; saygı ve rahmetle anıyorum. Sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Ben Fişek'in Öğrencisi olmadım. Ne yazık ki, kendisini yakından tanımıyorum. Ancak, Türkiyenin yetiştirdiği ender kişilerden biri olduğunu, ilkelerini ve düşüncelerini çok yakından biliyorum.

Dr. Nusret Fişek, mensubu ve halen dekanı olduğum, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 14 yılı aşkın bir süre, hizmet vermiştir. Üniversite doçenti ünvanım; yani akademik formasyonunun bir kısmını Fakültemizde tamamlamıştır. Bundan, Fakültem ve kendi adıma kıvanç duyuyorum. Yinelemek gerekirse, Dr. Fişek'in Fakültemizin eski bir mensubu olmasından övünç duyuyoruz.

Dr. Nusret Fişek, Türkiye'deki sağlık hizmetlerine damgasını vurmuş ender kişilerdendir. Yalnızca sağlık hizmetlerine damgasını vurmakla kalmamış, sağlık hizmetlerine çağdaş ilkelerin, halk sağlığı bakış açısının yerleşmesini de sağlamıştır. Kuşkusuz O'nun en büyük eseri, 'Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasası' ve bunun yaşama geçirilmesidir. Gelmiş geçmiş hiçbir politik otorite, böylesine büyük bir değişikliği gerçekleştirmemiştir. Bu uygulamayı değiştirmek isteyen birçok iktidar, sosyalleştirmeye alternatif üretemediği gibi, uygulamadan kaldırmayı da be- cerememiştir.

Ülkemizdeki nüfus politikasının sağlıklı bir yapıya kavuşmasında, sağlık mesleklerinin eğitim programlarının * çağdaşlaştırmasında, halk sağlığı uzmanlık eğitiminin kurulmasında Fişek'in adı hep başta olmuştur. Ayrıca, hekimlerin örgütlenmesinde ve örgütsel mücadelesinde, toplumsal barış ve demokrasi mücadelesinde, hep O'nun adı vardır. Fişek'in hizmet ve nitelikleri saymakla bitmez. Bunların bazılarını, benden önce konuşan konuşmacılar dile getirdiler. Ben tekrar sayarak, yineleyerek vaktinizi almak istemiyorum. Özet bir anlatımla; O, iyi bir hekim ve bir toplum önderidir. O'nun öğrencisi, meslektaşı olmak gerçekten bir övünme ve kıvanç duyma nedenidir.

Kendisi de, Fakültemizin mensubu olmaktan kıvanç duymuştur. Bu duygu ve düşüncesini, fakültemizden ayrılırken vermiş olduğu dilekçesinde, "Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi"nde 1952 yılından beri uzman ve öğretim görevlisi olarak çalışmam ve üniversite doçenti unvanını bu fakülteden almam, benim için bir zevk ve iftihar kaynağıdır' diyerek, yazılı olarak da ifade etmiştir.

Fakültemizden ayrılarak, o zaman Ankara Üniversitesi bünyesinde olan, kardeş fakülteye Hacettepe Tıp Fakültesindeki görevine başlamıştır. Böylece, Fakültemizden fizik olarak ayrılmış; ancak öğretmenliği devam etmiş, ilke ve düşünceleri ile bizi etkilemeye, eğitmeye devam etmiştir. Aramızdan ayrılışının altıncı yılında da O'nun ilkelerini bir kez daha hatırlıyor ve takipçisi olacağımızı bildirmek istiyorum. Rahmet ve saygıyla anıyorum.

Prof. Dr. Nusret ARAS
Ankara Üniversitesi Rektörü





Sayın Fişek Ailesi, Sayın Konuklar, Nusret Hocanın Sevgili Öğrencileri ve Dostları

Hepimizin aziz hocası rahmetli Nusret Fişek Türkiye'de yakın tarihimizde sağlık hizmetlerine damgasını vuran nadir kişilerdendir. Başlattığı hizmetler, kurduğu kuruluşlar ve inançları hala yaşamakta ve bizlere ışık tutmaktadır.

Türkiye'de Halk Sağlığı kavramını yerleştiren ve "Halk Sağlığı Uzmanlığı" eğitimini başlatan Nusret Fişek'tir. 1958 yılında Hıfzısıhha Okulu Müdürü olduktan sonra, bu okulun geliştirilmesi gereğini görmüş, Av- rupanın çeşitli ülkelerindeki Halk Sağlığı okullarını inceleyerek bir prog­ram hazırlamış ve sağlıkla ilgili toplumsal araştırmalar yaptırarak 1959 yılında, Hıfzıssıhha Okulu bünyesinde, Halk Sağlığı uzmanlığı eğitim programını başlatmıştır. Amacı, toplumun sağlık sorunlarım tesbit edebi­lecek, sağlık planları yapabilecek, araştırıcı ve yönetici nitelikli uzman hekimler yetiştirmekti. Bu maya tutmuş ve halen bütün tıp fakültelerinde halk sağlığı anabilim dalları kurulmuş olup sayıları 5Q0'ü geçen uzmanlar yetişmiştir.

Nusret Fişek'in bizzat kaleme aldığı ve 1961 yılında kabul edilen 224 sayılı "Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkındaki Kanun" ülkemizdeki sağlık hizmeti anlayışını kökünden değiştiren bir ilkeler yasasıdır. Bu kanun, kabul edildiği 1961 yılından buyana Türkiye'nin resmi "sağlık politikası "dır. Kanunda belirtilen bir çok ilke, bu yasanın çıkışından 17 yıl sonra 1978 yılında kabul edilen Alma-Ata Bildirisinde (Temel Sağlık Bildirisi) bütün dünya ülkeleri tarafından imzalanmıştır.

Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olan "aile planlaması uygulamaları" Nusret Fişek'in üstün çabaları sonucunda başlatılabilmiştir. Ülkemizdeki aşırı doğurganlığın bir sağlık sorunu olduğunu ilk görenlerden birisi Nusret Fişek'tir. 1965 yılında kabul edilen "Nüfus Planlaması Kanunu" O'nun Sağlık Bakanlığı Müsteşarı olarak hazırladığı reform niteliğindeki bir kanundur.

Hacettepe Üniversitesi Toplum Hekimliği Anabilim Dalı ilk olarak Prof. Dr. Doğan Karan tarafından kurulmuştur. Fakat bu bölümün asıl gelişmesi, daha önce Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde görevli olan Nusret Fişek'in 1966 yılında Hacettepe'ye bölüm başkanı olarak atanmasından sonra olmuştur. Etimesgut ve Çubuk bölgelerinde yapılan eğitim ve araştırma çalışmaları, Nusret Fişek'in üstün gayretleri ile yalnızca ülke için değil, ülke dışında da yankı] anmıştır. Bu anabilim dalının, Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanınan bir araştırma merkezi durumuna gelmesi Nusret Fişek sayesinde olmuştur.

Nüfus Etütleri Enstitüsünde de Nusret Fişek'in müdürlüğü döneminde çok önemli çalışmalar yapılmıştır. Ülkemizde demografi alanının gelişmesinde çok önemli katkıları olmuştur.

Nusret Hoca'nın bilimsel ve organizasyon yeteneklerinin yanında kişiliği de başarılarında çok büyük etken olmuştur. Sevecen, yardım sever ve arkadaşça yaklaşımı kişileri kendisine bağlamıştır. Sohbetleri son derece aydınlatıcı, verdiği bilgiler arkadaşça bir tutum içindeydi. Verdiği eserler ise tıp literatürümüzde daima üst düzeyde bir referans kaynağı olmuş ve olmaya devam edecektir.

Yetiştirmiş olduğu gençler onun meşalesini taşımışlar ve Halk Sağlığı alanının bugünkü düzeye gelmesini temin etmişlerdir. Hepsine şükran borçluyuz.

Aziz Hocamız Sayın Nusret Fişek'e Hacettepe Üniversitesi ve Tıp Fakültemiz adına ülkemiz ve fakültemize yaptığı hizmetler için sonsuz teşekkürlerimizi sunar, hatırası önünde saygı ile eğilir, kendisine tanrıdan rahmet dileriz.

Prof. Dr. Yavuz Renda
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı





Çok büyük bir halk sağlıkçı olan Nusret Fişek hocamızın ölüm yıldönümünde O'nun örgütümüze ve halk sağlığına katkılarını anlatmak benim için çok kolay değil. Son altı yılda yalnız sağlık alanında değil, genel olarak ülkemizde pekçok olumsuz gelişme oldu. Türkiye nüfusunun yarısı karamsar deyip 1995 yılında Türkiye halkını dünya karamsarlık birincisi olarak açıklayan uluslararası kamuoyu yoklamasına 1996 yılında TÛ~ SES'in Türkiye halkının % 80'i karamsar diyen ulusal kamuoy u yoklaması eklendi. Bir yılda "karamsarlıktaki bu artış, ürkütücü. Karamsarlık nedenlerine nesnel tamlar koyup, gerçekçi çözümler üretmek ise tek çıkış. Ben konuşmamda son haftalarda basında yeralan bazı haberleri ve bu konuda eğer aramızda olsaydı hocamızın olası yorumlarını (kendi görüş ve diliyle) vermek istiyorum:

"Zatürrenin önüne geçilemiyor" diyor haber.. Sağlık Bakanlığı zatürreye bağlı ölümlerin önüne geçilemediğini ve 1987 yılından bu yana zatürrenin bebek Ölümleri arasında 2. sırada yer aldığım söylüyor ve her yıl 10.000 (onbin) çocuğun zatürre nedeniyle öldüğünü belirtiyor.



Aramızda olsaydı eğer Nusret Hoca bu habere çok üzülürdü. Önlenebilir ölüm nedeni olan zatürrenin böylesine zalimce işbaşında olması için ne derdi ki;

"En önemli hastalıklar, bir toplumda en çok öldüren, en sık görülen ve en çok sakat bırakan hastalıklardır. Bu kurala göre 1971 yılı verileriyle Türkiye'de pnömoni en önemli ölüm Bedenidir. Bu her türlü kanser ölümlerinin 3, kalp hastalığına 'bağlı ölümün 2.5 katıdır... Bir ülkenin sağlık programlarında önceliklerin sosyal hekimliğin kuralı ile yapılması gerektiği halde az gelişmiş ülkelerde bu kural titizlikle uygulanamamaktadır. Bir ülkede hükümetin sağlık hizmetlerinde ne kadar halkçı olduğu program ve uygulamaların bu kurala uyum derecesi ile saptanabilir." (Sosyal Hekimlik; Toplum Hekim 1978).

... klasik tıp hizmetlerinin yanısıra -beslenme, konut, eğitim, gelir dağılımı ve insan hakları gibi etmenlerin kontrolü gereklidir. Çağdaş sağlık hizmetlerinin yeni boyutu budur... (TTB Haber Bülteni, 1986).



Nusret Fişek böyle derdi... ve konut, eğitim, gelir dağılımının önemini vurgulardı ve bu arada 1997 bütçesine bir göz atardı -neden sonuç ilişkisini bize göstermek için... % 3.3'lik Sağlık Bakanlığı bütçesinin hükümetin sağlık hizmetlerindeki halkçılığını ve öncelik tercihini gösterdiğini söylerdi...

Gelir dağılımı bozukluğunun, yoksulluğun daha pekçok sorunu da getirdiğini başka haberlerde gözümüze çarpardı:



DSÖ ve Sağlık Bakanlığı verilerine dayanarak hazırlanan 1995 yılındaki raporda Türkiye'de aşı ile korunabilir hastalıklardan kızamık, boğmaca, tetanozun yaygın olduğu, 14351 kızamık vakası 21516 tifo vakası, 19818 amipli dizanteri saptandığı da gözlenmekte. Nusret Fişek bu habere hayret eder miydi? bilinmez, ama eminim koruyucu hekimlik ile ilgili giderek olumsuzlaşan tabloya bakar ve der ki;

"köyde çocuğun sağlığını koruyacak ve hastalanırsa tedavi edecek örgüt yoktur, ana ve baba sağlık hizmetini gerektiği şekilde kullanmaya alışmamıştır veya ekonomik güçleri yetersizdir, beslenme yetersizliği yaygındır, ülkenin sınırlı kaynakları hakim sınıfın daha fazla yararlanması için sağlık hizmeti satın alınacak bir hizmet olarak sunulmaktadır." Ankara-İzmir Tabip Odaları Bülteni 1977.



İşte bu sırada "hükümetin hastayı müşteri yapmakta kararlı" hastanelerin işletme, hastaların da müşteri olmasına sıkılır ve der ki; "çağdaş ekonomistler, sağlık harcamalarının tüketim değil, önemli yatırım olduğunu farketmişîerdir... ve çağdaş ekonomistler hekimlik hizmetlerinin liberal düzenden kamu düzenine geçirilmesi görüşüne kuvvet kazandırırlar. Bu ise akılcı sağlık politikaları ile olur, bu politikaların bazı ilkeleri şunlardır:

1- Sağlık ve eğitim aynen adalet ve güvenlik gibi bir devlet hizmeti olmalıdır.

2- Sağlık hizmetinde amaç, bir azınlığa yüksek düzeyde hizmet götürmek değil, herkese olanaklar ölçüsünde hizmet götürme olmalıdır.

3- Kişinin sağlığını ve sağlık hizmetlerini olumsuz etkileyen sosyal ve ekonomik etkenlerin kaldırılması temel politika olmalıdır. Ancak bu politika, sağlık hizmetini geliştirme çabalarının- altyapı değişmesinden sonra ele alınabileceği anlamına gelmelidir
". A. İTO Bülteni, 1977.



Karakol, musalla taşı ve sağlık ocağı haberi ise onu iyiden iyiye üzer, ne heyecanla ne özveriyle kurulan ocakların çoğu binasız, çoğu ekipsizdir. 1965 yılında bugünden karşılaşılan sorunların yanıtı Nusret Fişek tarafından verilmiştir. "Ocak teşkilatı dediğimiz alt kademeli ye­rin sevketmediği hasta tam ücrete tabidir ve hastanelerin büyük yü­künü kaldırır. Ödeneğinin sağlanması ise vergi reformu ile olur". 1965 Çocuk Sağlığı Seminerleri, İzmir.

"Sağlıklı yaşam hakkı en temel insan haklarından biridir. Ülke­mizde herkesin sağlıklı yaşam hakkı güvence altında değildir. Herke­si sağlıklı yaşam hakkından yararlandırmak yolunda verilen uğraşla­rı demokratik düzen kolaylaştırır ve biz hekimler bu nedenle de de­mokrasiyi savunuruz." der (1986 TTB Bülteni).

"halkımızın sağlığının ve onurunun korunmasını, tüm hastala­rın hiçbir ayrıcalık tanınmadan tedavi edilmesinin sağlanmasını mes­lek borcu bilen biz hekimler, ülkemizde insan haklarına ne kadar saygı gösterildiğini izlemek ve hükümetleri insanlık haklarını eksik­siz sağlamaya zorlamak görevi ile de yükümlüyüz" TTB Haber Bülte­ni, 1988 diyerek pekçok kuruluşa da yanıtını vermiş olurdu.



Penicillin gibi etkili ve ucuz bir ilaç, doğru bir endikasyonla hastasına yaptığı için suçlanan ve günlerce medyada yargılanıp infaz edilen hekimler için üzülür; sağlık hizmetlerinin yetersizliğinden -halkımız kadar- şikayetçi olup, hükümete karşı bunun savaşını sürdüren biz hekimler; gazete yazarlarımızdan haksız yere bizi yıpratmalarını değil, bu uğraşımızda bizi desteklemelerim bekliyoruz" der (Ali Sirmen'e Mektup, 1989).

Yine sağlık hizmetlerinin halkımıza eşit ve nitelikli olarak sunulabilmesi için çırpman hekimlerin daha iyi özlük hakları için girişimlerin de hep duyarsız kalındığını görür ve bu konuyu dile getiren Uğur Mumcu'ya yazdığı mektupta bunu ifade eder: "halkımız polikliniklerdeki uygulamalara bakarak hekimlerden şikayet etmektedir, bu haksız suçlamadır. Suçlu sağlık hizmeti işverenidir. Onîar kaç kişiye nasıl hizmet verileceğine karar verir, emekçi hekim bu hizmeti yürütür. Bir hastayı birkaç dakikada muayene etmenin Bektaşi'nin abdestsiz namazından farklı olmayacağını söylemeye gerek var mı?" (Basın Duyurusu, 1988).

Tüm bu uğraş alanlarında karamsarlık gerekçelerini birkez daha görür, görüşünü verir ve der ki;

"Bugün kısa sürede, tüm halka sağlıklı bir yaşam sağlanacağını ummak çok aşırı iyimserlik olur. Gelecekte bu amaca ulaşabilmek için bugünden bilimin gösterdiği yolda yılmadan, yorulmadan çalışmak çabalamak zorundayız. Ancak böyle yaparsak yarınlar bizim olacaktır" Toplum ve Hekim, 1984.

Biz de onun saygın kişiliğini, kendi yalın ve güzel ifadesi ile birkez daha hatırlıyor ve önerilerinin, hayal ettiklerinin gerçekleşeceği sağlıklı bir toplumsal ortamın çok geçmeden oluşmasını diliyoruz.

Bu amaç için çalışan ve Nusret Fişek'in kimliğinin çeşitli yönlerinin temsil eden bilim, hizmet ödüllerini alanlarla, biraz destekle sağlık ocaklarının nasıl daha iyi olabileceğini kanıtlayan sağlık ocakları ve onların il yöneticilerini de kutluyoruz.

Dr. Füsun Sayek
Türk Tabipleri Birliği Başkanı





Aramızdan ayrılışının 6. yılında Hocamız Sayın Prof. Dr. Nusret FİŞEK'i Sağlık Bakanlığı olarak bir kez daha sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz.

Bu anlamlı günde çok daha anlam kazanan bir olaydan sizlere söz etmek istiyorum.

21 Ekim 1996 yani yaklaşık iki hafta önce Sağlık Bakanlığı, bir teşekkür günü düzenledi. Bu teşekkür gününün temel amacı, "Türkiye'de Sağlık Hizmetlerine özellikle de AÇS ve AP hizmetlerine büyük emeği geçenleri hatırlamak, anmak ve onlara Sağlık Bakanlığının şükranlarını sunmaktı.

İşte bu anlamlı günde Sayın Bakanımız Dr. Yıldırım AKTUNA ilk teşekkür ödülünü Prof. Dr. Nusret Fişek için sayın eşi Perihan Fişek hanımefendiye en içten duygularını ifade ederek verdiler.

İzin verirseniz bu ödül töreninde Sayın Hocamızı Bakanlık olarak nasıl anlattık, en azından orada bulunmayanlar için tekrar dile getirmek istiyoruz.

Bir toplumsal hekimlik önderi olan Prof. Dr. Nusret Fişek, ünü ulusal sınırlarımızı aşmış bir tıp bilim adamı, insan hakları savunucusu ve düşünürüdür. Hocamızın biyografisini Özetlemek çok güç. 1914 İstanbul doğumlu, 1938'de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini birincilikle bitirmiş. 1941 yılında Bakteriyoloji uzmanı, 1954'de ABD-Harvard Üniversitesinde biyoİstatistikte PhD derecesi, 1956'da Biokimya'da uzmanlık almış.

Türkiye'de 196l'de kabul edilen, 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hk. Kanunda bizzat Nusret Fişek'in belirlediği ilkelerin daha sonra 1978'de TSH'nırt esaslarını uluslararası düzeyde vurgulayan Alma Ata Bildirgesinde yer aldığını görüyoruz. Bu esaslar günümüzde de önemini, aynı ölçüde sürdürmektedir.

Eğer bugün Türkiye'de aile planlaması konusunda belli bir mesafe alındı ise bunu, başlangıcını yapan hocamıza borçluyuz. Çünkü 1965'de kabul edilen 557 sayılı ilk Nüfus Planlaması Kanununu kaleme alan kişi olduğunu biliyoruz. Bu yasanın 1983'de daha kapsamlı hale gelmesinde de yine Hocamızın büyük katkısı olmuştur.

Refik saydam Hıfzıssıha Okulu Müdürlüğü, 1963-1966 yılları arasında Sağlık Bakanlığında Müsteşar olan Nusret Fişek, Türkiye'de ilk Nüfus ve Sağlık Araştırmasını 1963'de gerçekleştirmiş ve daha sonra- HÜ- NEE Müdürü olarak da bu araştırmaları sürdürmüştür. Bu araştırmalar bugün de sürmektedir.

1966'dan itibaren HÜ Toplum Hekimliği Bölüm Başkanı,

1967-1971 yılları arasında kendilerini HÜ-mezuniyet sonrası Eğitim Fakültesi Dekanı olarak görüyoruz.

Dünya Sağlık Örgütünün çeşitli alanlarda danışmanı olan Nusret Fişek, Türkiye'de DSÖ işbirliği merkezini de kurmuştur. Daha sonra 1983'de kabul edilen 2827 sayılı Nüfus Planlaması yasasına temel teşkil eden bilimsel araştırmaların DSÖ işbirliği ile yapılmasını sağlamıştır ki, bu araştırmaların sonuçları, yasanın çıkmasında son derece etkili olmuştur.

Üniversiteden emekli olduktan sonra 1984-1990 yılları arasında Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı olan Dr. Nusret Fişek, yaşamının son gününe dek hep ülke için birşeyler yaptı.

İnandı, inandırdı, en önemlisi de ülkesini seven, özverili çalışmayı ilke edinen öğrenciler yetiştirdi. Nusret Hoca çok sık olarak şöyle derdi: "Ülkeye hizmet, duvar örmeye benzer; herkes bir tuğla koyar, birgiin bakarsınız ki duvar bitmiştir." Özetle Sayın Fişek, Türkiye'de sağlıkla ilgili ihtiyaç olan duvarların örülmesinde işlerin başarılmasında hep büyük roller üstlenmiş, katkıda bulunmuştur.

Bakanlığımız o günkü ödül töreninde, anlatılması güç olan bir büyüğü böyle özetlemeye çalıştı.

Ölümünden 6 yıl sonra da olsa, Sağlık Bakanlığının kendisine ve yaptıklarına olan teşekkür ve minneti; küçük, ancak manevi değeri çok büyük olan bir ödülle bizzat Sağlık Bakanı Sayın Dr. Yıldırım AKTUNA tarafından ifade edildi.

Tüm Sağlık Bakanlığı olarak Sayın Hocamızı bir kez daha saygı, sevgi-özlem ve rahmetle anıyoruz.

Saygılarımla.

Prof. Dr. Ayşe Akın
Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı Genel Müdürü

`