Onun İçin Yazdılar

Av. Nevzat Helvacı


Kasım 1992

Prof.Dr.Nusret H.Fişek

Değerli bilim adamı Nusret Fişek'i, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı olduğu dönemde tanıma olanağı buldum. Tıp alanındaki çalışmalarını değerlendirebilecek bilgiye ve yetkinliğe sahip değilim, ama mesleğinin hak ve çıkarlarını koruma yolundaki etkin çabalarına ve demokrasi savaşımındaki kararlı tutumuna tanık oldum. Sorunlara bakışında yansız ve serinkanlı, düşüncelerini savunmada inançlı ve heyecanlıydı. Doğrunun yanında yer almayı namus belleyen sayılı insanlarımızdan biriydi. Kamuoyunu aydınlatmak için içeriği zengin yazılar yazdı. Olumsuzluklara karşı gösterdiği direnç, hayranlık vericiydi. Kalça kemiğinin kırıldığı günlerde bile bu çabalarından uzak durmadı.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, ölüm cezalarının yerine getirilmesinde doktorlara görev verilmesini meslek kurallarına aykırı bulmuş ve bu konuda görüş ve önerilerini bir mektupla milletvekillerine bildirmişti. Ankara Cumhuriyet Savcılığı eylemi suç saydı ve Türk Tabipleri Birliği Başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin cezalandırılması isteğiyle dava açtı. Bu davada savunma görevi üstlenen avukatlar arasında ben de vardım. Uluslararası tıp kuruluşlarının ilke kararları, tıp meslek ahlakı ve bilimsel veriler ışında kavunmasını yapan Dr.Fişek, 50 kişiyi ipe çeken 12 Eylülcülere, ölüm cezası verenlere ve uygulayanlara unutmamaları gereken bir ders verdi. TBMM'de onay bekleyen kesinleşmiş ölüm cezası kararlarının yerine getirilmesini engellemekte önemli bir payı olduğunu sanıyorum.

Dr.Nusret Fişek, inançlı bir insan hakları savunucusuydu. İnsan Hakları Derneği'nin kurucu üyeleri arasında yer aldı. İnsan haklarının kazanılması, korunması ve demokratikleşmesi yolunda oluşturulan platformlarda birlikte yer aldık. İşkence ve kötü davranışa tahammülü yoktu. Cezaevlerinde yaşanan sorunlarla yakından ilgilendi. Türkiye gibi demokrasisini henüz kuramamış, her on yılda bir askeri darbelerin zulmünü yaşamış ülkelerde, meslek örgütlerinin demokratik işlevini biliyor ve o bilinçle davranıyordu. Esprili üslubu, güler yüzü ve yumuşak sesiyle demokratik platformlarda ortak düşücelerin oluşmasına ciddi katkıları olurdu.

İlerlemiş yaşlarında bile bu çabaların içinde yeralan Dr.Fişek'in, kendisi için özel bir beklenti içinde olmadığını biliyorum. Sanırım ömrünün büyük bir bölümünü, yaşamı güzelleştirmek için harcadı. Bir televizyon programında, dönemin Sağlık Bakınını köşeye sıkıştıran ödünsüz tavrını gördük, ama, bir yemekte değerli hocam Faruk Erem ve bir başka demokrasi savaşcısı Muammer Aksoy'la espri yüklü tatlı şakalarını da anımsıyorum. Yaşama kara gözlüklerle bakan bir insan değildi.

Saygı ile anıyorum.