Onun İçin Yazdılar

Başak Çetin

Nusret Fişek'i Anmak

(3 Kasım 2010)

Küçük dünyama ben sekiz yaşlarındayken girmişti. Çalışma odasında, çalışma masasının başına oturduğunda, o odaya girmeyi, bana ikram ettiği akide şekerlerinden yemeyi çok severdim.

Masasının üzerinde, cam korumanın altında, Alman şair Pasteur Martin Niemöller'ın "Önce komünistleri götürdüler, sesimi çıkarmadım çünkü komünist değildim./ Sonra sosyalistleri götürdüler, sesimi çıkarmadım çünkü sosyalist değildim./ Sonra sendikacıları götürdüler, sesimi çıkarmadım çünkü sendikacı değildim./ Sonra Yahudileri götürdüler, sesimi çıkarmadım çünkü Yahudi değildim./ Sonra beni götürmeye geldiler, benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı." yazısı ile "iki eşek" karikatürü dururdu. Karikatür şöyleydi; " Birbirine iple bağlı iki eşek, birbirlerini çekiştirerek ters istikametteki samanları yemeğe çalışıyorlardı. İpin boyu yetmediği ve her ikisi de ters tarafa gitmeye çalıştığı için bir türlü samanlara ulaşamıyorlardı. En sonunda birlikte hareket etmeyi akıl edip, önce bir taraftaki samanları, daha sonra diğer taraftaki samanları yediler " . Ne zaman onun çalışma odasına girsem, masasının üzerinde duran bu karikatürle, yazıyı okurdum. O zamanlar, o küçük yaşımda ne düşünürdüm hatırlamıyorum ama bugün benim için ne anlama geldiğini çok iyi biliyorum.

Nusret Fişek, haksızlıklar karşısında susmayan, inandığı doğrular uğruna hayatı boyunca mücadele etmiş bir insan. "Ben" değil "Biz" demeyi ilke edinmiş bir insan. Paylaşmasını bilen, bilgisiyle sürekli tohumlar eken bir insan... Ne zaman haksızlıklar karşında kayıtsız birilerini görsem veya ne zaman birilerini kendi çıkarları için çekişirken görsem, aklıma önce bu yazı ile karikatür, sonra da Nusret Fişek gelir.

Yine bir 3 Kasım geride kaldı. Nusret Fişek'in tıp dünyasındaki yerini burada anlatmak istemedim. Onu her yerde bulmak mümkün. Google'a girip, "Prof.Dr.Nusret Fişek" yazmanız yeterli. Ben size, O güzel insanın, benim gönlümden nasıl göründüğünün resmini çizmek istedim.

Bugün, bu 3 Kasım'da, herkes bir başka pencereden bakarak andı Nusret Fişek'i.

Çünkü O'nun dünyaya açılan o kadar çok penceresi var ki...