Ceyhun Balcı

Onun İçin Yazdılar

Şubat, 2014

Bu yazı İzmir Tabip Odası’nda düzenlenmiş olan yazarlık kursu katılımcısı hekimlerin yazılarından oluşan Nusret Fişek Sokağı kitabından alıntılanmıştır.

DR. NUSRET FİŞEK

nf-sokac49fc4b1

(1914-1990)

Nusret Fişek, yaşama I. Dünya Savaşı ile birlikte merhaba dedi! Paylaşılması tasarlanan bir imparatorluğun geleceği belirsiz insanlarından biriydi! Beş yaşındayken Milli Mücadele’yle tanıştı. Babası Hayrullah Fişek Kurtuluş Savaşı komutanlarından olduğu için pek çok Türk’ten daha fazla içinde oldu bu sürecin!

Dokuz yaşına geldiğinde Cumhuriyet yurttaşı olmuştu. Bu fırsatı iyi kullandı. Atatürk’ün ölümsüzleştiği yıl Darülfünun’dan evrilen İstanbul Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi’ni bitirdi.

Önce Bakteriyoloji onu izleyerek de Biyokimya uzmanı oldu. Bir kor olarak gittiği Harvard’dan Tıp Bilimleri Doktora derecesi alarak 1952’de bir ateş topu gibi döndü. O yılların yoksul ve yoksun Türkiyesi’nde yurt dışına gitmek bir amaç olmaktan çok araçtı belli ki! Oraları mesken tutmak varken koşarak geriye dönen pek çok Cumhuriyet yurttaşı gibi Nusret Fişek de varlığını borcunu geri ödeme telaşındaydı!

1955’te Biyokimya doçenti, 1966’da ise Halk Sağlığı profesörü oldu!

Türkiye’nin bugün de mumla aradığı 1961 Anayasası yapılırken mutfaktaydı. Cumhuriyet’in kuruluşunu izleyen yıllarda hedeflere erişildiğine göre sağlık hizmetini akılcılaştırma ve toplumla buluşturma zamanı gelmişti. 1961’de çıkartılan 224 sayılı sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi hakkında yasa Türkiye’ye onun armağanıydı. Yeni ve toplumcu bir döneme en çok yakışan yapıtlardan biri oldu!

Ülkesine ve ulusuna borcunu ödemekten yorulmayan Dr Nusret Fişek özgeçmişine Halk Sağlığı alanındaki öncülüğüne, DSÖ danışmanlığı, Hıfzıssıhha Enstitüsü Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığı ve kısa da olsa Sağlık Bakanlığı unvanlarını ekledi!

Ununu eleyip, eleğini asmayı aklına getirmeyenlerden oldu. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanlığı ve Atatürkçü Düşünce Derneği kuruculuğu yaşam maratonunu taçlandıran işlerden yalnızca bir kaçıydı!

Hepsinin içinden mimarı olduğu 224 sayılı yasaya özellikle değinilmeli! Bu yasayla sağlık ortamında gerçek anlamda bir devrime imza attı!

İşte o yasadan bazı başlıklar!

• Koruyucu, o olmazsa tedavi edici o da olmazsa rehabilite edici yaklaşımın tümelci bir yöntemle sunulmalıdır!

• Sağlıkta bedensel iyiliğin yanı sıra ruhsal ve sosyal iyilik de hedeflenmelidir! • İnsan fiziksel, biyolojik ve toplumsal çevresiyle birlikte ele alınmalıdır!

• Herkese sağlık hizmeti temel ilke olmalıdır!

• En çok öldüren, en çok sakatlayan ve en çok görülen olgular öncelenmelidir!

• Hekimlere eklenen diğer bileşenlerle birlikte sağlık hizmetinin bir takım işi olduğu anlayışı yerleştirilmelidir!

• Takım yaklaşımıyla birlikte sağlık hizmeti ulusal ölçekte yaygınlaştırılmalıdır! • Sağlık ortamı sürekli gözlemlenerek planlamacı yaklaşım yaşama geçirilmelidir!

Dr Nusret Fişek’in yaşamının geriye kalan 30 yılına damga vuracak olan “Herkese eşit ve nitelikli sağlık hizmeti!” anlayışının tohumları böylelikle atılmış oldu!

Ancak, kuramı son derece iyi olan bu model uygulamada yozlaştırılarak yıkılışına giden yolun taşları döşenmiş oldu!

Bugün gelinen noktada “Paran Kadar Sağlık” demek zorunda bırakılan bizler Dr Nusret Fişek’in emanetine sahip çıkamamış olmanın utancı içindeyiz! Aşı üretmekten vazgeçen, kökünü kazıdığı hastalıklarla yeniden tanışan, koruyuculuğu tanrıya emanet eden, en çok görüleni değil en çok getiri sağlayanı, en çok sakatlayanı değil en kolay olanı, en gerekli olanı değil de en çok kazandıranı sıradanlaştıran Sağlıkta Dönüşüm Programı tanığımızdır!

1990’da sonsuzluğa uğurlandığında her ölüm gibi onunki de erkendi! İzmir’de, İzmir Tabip Odası’nın da bulunduğu 1451. Sokak’ta yaşamını sürdürüyor Dr Nusret Fişek! Odamızın yazmaya ilgi duyanlara esin kaynağı olan tarihsel yapısının yer aldığı sokağa bundan daha güzel bir ad bulunamazdı!

İnsanı ve toplumu önceleyen, akılcılığı sağlık ortamına sokan Dr Nusret Fişek’in paracı ve çıkarcı sağlık ortamını görmemiş olması biricik teselli kaynağımızdır!

Yüce anısı önünde saygıyla eğiliyoruz!

Ruhu şad olsun!

Onun adını taşıyan sokağı yazarak anısını canlandıranlara da kucak dolusu teşekkürler!