Nusret Hoca ve Barış
Prof.Dr.Nusret Fişek, Türkiye tarihine sağlık konusunda isni yazdırmış bir kişidir. Bugüne değin hakkında çok güzel şeyler kaleme alındı, ben de derneğimizin (Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre için Sağlıkçılar Derneği - NÜSED) kurucu üyesi olan o büyük insanın barışçı kişiliği ışığında "Barışçı Kişilik Nedir?"i kısaca anlatmak istiyorum.
Nusret Hocanın başardığı ve başarmaya çalıştığı işlerdeki felsefesine ve tarzına bakarsak, şu özellikleri görürüz :
İnsanların sağlık düzeyinin yükselmesi için çalıştı. Dünya Sağlık Örgütü'nün sağlık tanımını düşünürsek, bunun tam anlamıyla bir barış savaşımı olduğunu anlarız. Çünkü savaş içindeki insan "sosyal ve psikolojik olarak tam bir iyilik hali"nde olamaz. Nusret hocanın adadığı bu iş bile onun ne kadar barışçı olduğunu gösterir.
Demokrat, insan haklarını savunan, sömürüye karşı çıkan, halk sağlığını ön planda tutan, herkesin, özellikle de tıp doktorlarının örgütlülüğüne inanan bir kişiydi. Başkanı bulunduğu Türk Tabipleri Birliği'nde bunun için sürekli çaba gösterdi. Bunda da başarılı oldu. bugün hekimlerimizin çoğu onun bu güzel özelliklerini taşıyor ve açıktır ki, demokrat, insan haklarına saygılı, sömürüye karşı olan insanlar barışçı kişiliğe sahiptir.
Barışın çeşitli tanımları arasında bence ne doğrusu, "Barış, sömürünün olmaması halidir" tümcesiyle özetlenen; demokrasi, insan hakları ve anti-emperyalizmi (veya eşit şekilde karşılıklı bağımlılık) içeren tanımıdır. Doğal olarak, sömürü olan yerde barış olmaz. "Barışçı Kişilik"te, bunların yokluğuna karşı, varsa daha kalitelisine sahip olmak için savaşım verme özelliği vardır.
Barış için savaşım verme ne denli paradoks gibi görünse de öyle olmalıdır. Yoksa şu andaki yönetici sınıflar, demokrasiyi, insan haklarını rafa kaldırarak, emeği, dini ve milli duyguları sömürerek gayet rahat yönetirler. Onlara karşı pasif değil (kimilerince kyanlış olarak barışçı kişilik pasiflikmiş gibi tanımlanır) aktif olmak gerekir. Nusret hoca da ömrünün sonuna kadar bu uğurda savaşım verdi.
Bütün bunların yapılabilmesi için insanın kendisiyle barışık olması lazımdır. Kendisinden, yaptığı işlerden hoşnut olmayan, insanlara saygısı, sevgisi olmayanlardan hiçbir mücadele içinde hayır gelmez. Öncelikle kişi ve topluluklar olarak kendi iç savaşımımızdan başarı ile çıkmalıyız. Kendimize başkasına, başka topluluklara anlayış, hoşgörü, sevgi ve saygı göstermeliyiz. Başka bir deyişle, Nusret hocanın barışçı kişiliğini örnek almalıyız.