Sevgili Nusret Hocam
(03 Kasım 2006)
Sevgili Nusret Hocam,
Sizi ben dostlarınızdan, ailenizden, öğrencilerinizden, kitaplarınızdan tanıdım. Olup biteni anlamakta zorlandığımda sizin kitaplarınızdan okuduklarımdan, duyduklarımdan yararlandım. Sizi tanıdıkça, anladıkça yolumun, yolumuzun aydınlandığına tanık oldum.
Bugünlerde ne yazık ki kimilerinin kafası oldukça karışık. Ancak birileri ne istediğini çok iyi biliyor: Sağlığın, insan sağlığının alınır satılır olması için adım adım ilerliyorlar.
Zor günler yaşıyoruz bu ülkede. 17 aylık bebeğe defalarca tecavüz edilebiliyor. Töre cinayetleri gündelik gazetelerde haber.
Biz hekimlere daha çok ödevler düşüyor.
Biz hekimler, bugün buraya gelirken düşündüğüm gibi, belki daha çok sanatla uğraşmalıyız, daha çok yaşama karışmalıyız.
Sizin yolunuzdan ilerlerken bizler hepimiz sorumluluğumuzun farkındayız. Birinci basamak sağlık örgütlenmesi ile sağlık ocaklarıyla adınız çokça anılsa da, sizin nasıl bütünlüklü bir sağlık sistemini yaşama geçirdiğiniz bugün daha iyi anlaşılıyor.
Sizle çalışanlar, birlikte olanlar kadar sizi, sizin kurduğuz bu sistemde çalışan, sağlık ocağında, hastanede çalışan hekimler, sağlık çalışanları da tanıyorlar, biliyorlar.
Sorumluluğumuzun farkındayız. Rahat uyu Sevgili Hocam.
Dr. Orhan Odabaşı