DERS
(Mayıs 2001)
Hacettepe'den Prof.Dr.Nusret Fişek, Prof.Dr.Şeref Zileli, Prof.Dr.Hüsnü A.Göksel geçti. Derin izler bırakarak.
1965-1997 yılları arasında 32 yıl, Hacettepe Üniversitesi Ders Araçları Servisi'nde teknisyen olarak çalıştım. Bu sürede onbinlerce öğrenci ve binlerce öğretim üyesi ile tanıştım. Bir çok dersi en az otuz kez dinledim. Ancak bu derslerde öğrendiklerimden daha fazlasını, ders aralarında, bu saygıdeğer hocalardan öğrendim. Her üçünün de, farklı zamanlarda ve yerlerde olmalarına rağmen bir konuda benzer biçimde davrandıklarını gözledim.
Toplantı ve seminerlerde ders araları verilirdi. Bu aralarda çayçı çay getirir, ikrama hocalardan başlardı. Bu üç hoca da sanki birbiriyle anlaşmış, daha önceden kararlaştırmış gibi benzer bir davranış göstererek, ayağa kalkar, seminer odasında slayt cihazının başında görev yapan teknisyeni göstererek çayın önce ona verilmesini isterdi.
Çayın önce alınması, sonra alınması özende bir şey değiştirmiyordu. Ancak bu davranışla genç arkadaşlara bir mesaj verildiğini düşünüyorum: Alçak gönüllü olun. İnsanlara saygılı olun. Sizden alt kademedekileri küçümsemeyin. Onların emeğini önemseyin.
Prof.Fişek'in, Prof.Zileli'nin ve Prof.Göksel'in öğrencilerinin, üniversiteden yalnız bilgiyle donanmış olarak değil, bu hocaların davranışlarından da çok şey öğrenmiş olarak ayrıldıklarını da düşünüyorum. Zaten "öğretmenlik" de bu değil mi?