1 Kasım 2014
Dün, Emre Kongar'ın Cumhuriyet’teki sütununda Nusret Fişek’in Turkiye’nin toplum sağlığını ileriye götürmek için yaptıklarını okurken buruklaştım. Hocanın bizlere ve topluma kattıkları oranında bilinmemesinin büyük bir kayıp olduğunu düşündüm.
Nusret Fişek’e ait saydığınız bütün üstün vasıflar ve yarattığı eserlere ek olarak söylemek isterim ki, o, bir misyon adamıydı. Ve tam da öyle olduğu için takdir, çıkar veya iktidar beklentisi olmadan çalıştı; ekibine ve siyasilere de kendi heyecanını bulaştırarak devlet aygıtını çıkar ve oy değil, halk sağlığı uğruna kullandı. Taşra ve şehirleri sağlık ocakları ve sağlık evleri ile donatarak, onlarca milyon insanın hayatına dokundu. Başarının sürdürülebilir olması icin insan kaynakları ve eğitim ve levazım ve izleme/değerlendirme sistemlerini kurdu. Milyonlarca kadın ve çocuk daha hasta olmaksızın ebeler tarafından izlenmeye başlandı.
Sosyalizasyonun işleyişini cok yakından tanımak fırsatını bulduğum yıllarda (1985-1993) Türkiye’nin 3000 ilçesinde sağlık ocağı ve 15.000 köyünde sağlık evi hizmet halindeydi. Bir UNICEF memuru olarak katıldığım Genişletilmiş Aşı Kampanyası ve bunu takip eden diğer çocuk sağlığı programlarını izlemek için çıktığım saha gezilerinde yaklaşık 40 ildeki sayısız sağlık ocağı ve evini gördüm; personelle tanıştım ve ahali ile görüşüp raporlaştırdım. Gerek kendi gözlemlerim, gerekse uluslararası değerlendirme ekipleri tarafından yapılan tarafsız incelemeler aynı sonuca varıyordu: Uluslararası anne ve çocuk sağlığı programlarının uygulamasında Türkiye en başarılı ülke olarak görülüyor; dünyaya bir model olarak öneriliyordu. Bir diğer sonuç ise, UNICEF olarak sağladığımız katkıların, bu başarıda ancak tetikleyici bir değeri vardı. Gerçek ve kalıcı başarı Sosyalizasyon sistemi ve merkezi sağlık idaresinden kaynaklanıyordu.
Yıllar boyu iktidarlar, Sosyalizasyon sistemine kendi damgalarını basmak için ya adını ya da içeriğini değiştirmeye uğraşsalar da Hoca’nın kurduğu bu altyapı sapasağlam dayandı. Yine onun kurduğu Toplum Hekimliği disiplini kuşaklar boyunca yeni doktor ve sosyal bilimciler yetişip, yurt sathına yayıldıkça halk sağlığı kültürü yerleşti. Günümüz iktidarı tarafından kurulduğu iddia edilen Aile Hekimliği hizmetleri, işte bu kapı gibi temel üzerine kuruldu. Eğer AKP’nin sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması nedeniyle oy aldığı doğru ise, Parti, bu oyların çoğunu Nusret Fişek’in mirasına ve ardında bıraktığı misyon kültürüne borçludur.
Eminim ki, yaşasaydı, bu durum karşısında buruklaşmaz, nasıl daha etkili hale getirilebilir, diye düşünürdü. İşte onun büyüklüğü de buydu. Markalaşması önemli değildi. Önemli olan mümkün olduğu kadar çok gebeliğin sağlıklı sonuçlanması, olabildiğince çok çocuğun küçük yaşta ölmemesi ve iyi gelişmesi, Bonzai kullanımının önlenmesi gibi birçok yeni modern sağlık problemlerinin çözülmesi olurdu onun için.
Nefise Bazoğlu
Nüfus Bilimci, Sosyolog