MEZARBAŞI KONUŞMASI
(3 Kasım 2008)
Merhaba. Çok zor bir görev verildi bana. Sevgili hocamızın ardından ona dair konuşmak, onu ve değerlerini belki de onu en iyi bilenlere anlatmak.
Onu ilk kez 1977'de İzmir'de, izmir ve Ankara Tabip Odaları'nca düzenlenen bir sağlık kongresinde tanımıştım. Sağlığı belirleyen sosyal etmenlerin öneminin tartışıldığı, eşitsizliklerin nedenlerinin sorgulandığı, kamusal sağlık hizmetlerinin gerekliliğinin vurgulandığı bir kongreydi. Nusret Haca, 18 yaşımın algısıyla, kocaman, saygın, erişilmez birisiydi. Ama bu etkiyi oluşturan birikimin farkında değildim o zaman.
Birkaç yıl sonraydı, sanırım postadan bir kitap geldi adıma. Toplum Hekimliğinin yirmi yılını anlatan bir kitap, o kocaman adam, "Değerli Meslektaşıma" diyerek imzalamıştı. Meslektaşı ben miydim o kocaman adamın? Geriye dönüp baktığımda, gençleri adam etmenin yolunun onları adam yerine koymaktan geçtiğini o gün anlamaya başladığımı sanıyorum.
Bir kuşağın, Cumhuriyet döneminin genç, dinamik, devrimci insanlarından biri Nusret Hoca. 1933 Üniversite reformunun biçimlediği, felsefe eğitimiyle zenginleşen bir yaşam görüşüne, temel bilimlerin biyokimya, mikrobiyoloji gibi alanlarıyla temelleri atılan, halk sağlığı ile zenginleşen bütünlüklü bir bilimsel yöntem anlayışının eklenmesiyle eşine az rastlanır bir bilimsel birikime erişmiş. Buna çağını ve koşullarını iyi analiz eden, öngörülü yaklaşımını ekleyince çeşitli alanlardaki sonsuz üretkenliği ortaya çıkmış.
Refik Saydam Merkez Hıfzıssıhha Enstitüsü Aşı ve Kontrol Laboratuvarı Şefliği, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Müsteşarlığı gibi bir halk sağlıkçı için yaşamsal deneyimler kazandıracak ve çock değerli hizmetler üretilecek yerlerde görev yapmış olması tesadüf olmamalı. Kamusal, bütünlüklü birinci basamak sağlık hizmetlerinin temelini oluşturan 224 sayılı "Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun"un mimarı olmasının, Toplum Hekimliği ve Nüfus Etüdleri Enstitülerinin kurulmasına öncülük etmesinin, bu kurumlarda onlarca donanımlı bilim insanının yetişmesinin önünü açmasının, Türkiye Nüfus Sağlık araştırmasının başlatılmasına ve sürdürülmesine emek vermesinin, aile planlaması hizmetlerine öncülük etmesinin tesadüf olmadığı gibi.
Bilimi sadece teknik bir alan olarak görmediğini biliyoruz. Bilgi birikiminin, insanlığın yararına kullanılmasının yanında olduğunu da. Ölüme karşı yaşam hakkını, yaşam hakkının savunulması adına iyi hekimlik değerlerini öne çıkardığını ve bunu da ülkenin en karanlık, zulüm ve baskının kol gezdiği, insan haklarına her şeyden çok gereksinim duyulan günlerinde yaptığını biliyoruz. Ölüm cezasına, işkenceye karşı onurlu bir meslek örgütü mücadelesi yürüttüğünü, en zorlu günlerde Türki Tabipleri Birliği'nin başkanlığını yaptığını. TTB'nin kendi içinde kurumsallaşmasında, yürüttüğü faaliyetlerle etkinliğinin ve saygınlığının artmasında, diğer sağlık meslek birlikleri ile birlikte ülkenin demokratikleşmesi için verilen mücadele sürecinde etkin ve öncü bir rol üstlenmesindeki katkılarını.
Eminim hocayı benden iyi tanıyan değerli büyükleri eksik anlattığımı düşüneceklerdir. Eksiğim varsa bağışlayın. Aslında yapmak istediğim bu nisyan ile malul olmuş insan hafızasının her şeyi unutmadığını ifade etmeye çabalamaktı. Nusret hocanın yaptıklarının, ürettiklerinin yolumuzu aydınlattığını, bize ışık tuttuğunu ifade edebilmekti.
Hocam... 18 yaşımın algısı hiç değişmedi, yine kocaman ve saygın ve erişilmez birisiniz gözümde. Ancak bir şey farklılaştı, belki ben de yaşlanmaya başladığım içindir; anladım ki, o kocaman adam içinde bir çocuk yüreği taşırmış. Ve o hiç yaşlanmayan yürekteymiş coşkunun, üretkenliğin, mücadeleciliğin tılsımı. Işıklı ve sevecen bakan gözlerinizden bunu daha erken anlamalıydım, ama 18 yaşın acemiliğine verin. Işıklar içinde uyuyun. Saygılarımla.