3 Kasım 2001
Bir Mezarbaşı Konuşması
Değerli Nusret Fişek Sevenleri,
Hocamızın aramızdan ayrılışının onbirinci yıldönümünde kendisini saygıyla ve şükranla anmak için toplandık. Günboyu yapılacak toplantılarda, değişik konuşmacıların, Nusret Fişek hocanın ülkemiz halk sağlığı hizmetlerine yaptığı katkıları ayrıntılarıyla bir defa daha dile getireceklerini umuyorum. Ben bu çalışmalara kısa ve biraz farklı yorum getirmek istiyorum. Ayrıca hocanın şimdiye dek biraz gölgede kaldığını düşündüğüm bir dileğini hatırlatıp ondan hepimize bir görev çıkartacağım.
Cumhuriyet dönemi sağlık hizmetlerine dönüp baktığımızda bir çok kişinin değerli, özverili katkılarda bulunduğunu görmekteyiz. Bu saygıdeğer kişiler arasında iki kişinin ayrı bir ağırlık taşıdığını söylemek haksızlık olmayacaktır. Sözünü ettiğim iki kişiden biri Refik Saydam, ikincisi Nusret Fişek'tir.
Refik Saydam, kendi zamanında ülke düzeyinde endemik, bazen epidemik ölçülere varan lepra, frengi, trahom, sıtma, tüberküloz gibi hastalıklarla başarılı bir mücadele vermiş, bu hastalıkların kontrol altına alınmasını sağlamıştır. Ayrıca kendi dönemine göre çok ileri sayılacak sağlık yasalarının çıkartılmasında ve yürürlüğe konmasında öncü olmuştur. Numune (örnek) hastaneleri de Refik Saydam'ın eserleri arasında yer alır.
Tüm bu hizmetler oldukça dar sayılacak bir kadro ile tek parti döneminde, güçlü bir politik destekle ortaya konulabilmiştir. O günlerin koşullarında elde edilen olumlu sonuçlar sağlık hizmetleri tarihimizde, övünçle anılacak bir dönüm noktasıdır.
Nusret Fişek'in başarıları, bambaşka koşullar altında gerçekleşmiş, başka bir dönüm noktasıdır. Fişek, 1938 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'nden mezun olmuş; askerlik hizmetini, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü'nde bakteriyoloji çalışmalarını, ABD Harvard Üniversitesi'nde tıp bilimlerinde felsefe doktorasını (PhD.) yaptıktan sonra, Sağlık Bakanlığı'nda bulaşıcı hastalıklar uzmanlığında bulunmuş ve 1958 yılında Hıfzıssıhha Okulu Müdürlüğü'ne atanmıştır. Bu görevle bereber Nusret Fişek'in sağlık hizmetlerine yakından ilgisi başlamıştır. 1960 yılında Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığı'na atanması, Hocayı yeni ve kapsamlı çalışmalara yöneltmiştir. Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi, aile planlaması çalışmaları, geçmişteki görgü ve bilgi birikiminin ürünleri olarak düşünülmelidir. Hoca 1962 yılından başlayan çok partili, henüz gelişmemiş, toplum yararına öne sürülen düşüncelere destek verecek güçlü sivil toplum örgütlerinden yoksun bir demokrasi ortamında, çağın gereklerini yasama, yürütme organı temsilcilerine anlatmakta güçlükler çekmiştir. Çok kereler politik engellerle karşılaşmıştır. Bü yüzden yeni kurulmakta olan Hacettepe Üniversitesi'nde yapılan çağrıyı kabul etmiş, burada sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine ilişkin yenilikler dizisini sürdürmüştür. Bir yandan tıp eğitiminin çağdaşlaşması, öte yandan uzman halk sağlığı elemanları yetiştirilmesi konularını ele almıştır.
Nusret Fişek'in çalışmalarında çarpıcı bir nokta, bilimsel araştırmalara önem vermesidir. Her zaman savunduğu ekip çalışmasının kimi örneklerini genç arkadaşlarıyla birlikte, yerli ve yabancı dergilerde yayımlanan araştırma makalelerinde görülmektedir.
Hocanın kalıcı eserlerinden bir bölümünü şöyle sıralayabilirim: Aile planlaması uygulamaları; konuyu önemli mevkilerde bulunan bazı kişilerin ağızlarına almaktan çekindikleri ortamdan, bugün, toplum tarafından (küçük bir azınlık dışında) benimsenmiş olmasıdır. Sosyalleştirilmiş sağlık hizmetleri bir çok engellemelere karşın, yurt yüzeyine yayılmış; sağlık ocaklarıyla milyonlarca nüfusun -özellikle kırsal yörelerde- hizmetindedir. Tıp eğitiminde ve halk sağlığı eğitiminde yenilikler 39 tıp fakültesinde ufak tefek değişikliklerle yürürlüktedir. Halk Sağlığı uzmanlığı, tescil edilmiş bir tıp dalı olarak uygulanmaktadır.
Konuşmamın başında söylediğim gibi, Hocanın biraz gölgede kalmış görünen bir dileği, Halk Sağlığı Uzmanlığının geliştirilmesine yardımcı olacak Halk Sağlığı Fakültesi kurulmasıdır. Hoca böyle bir kuruluşun uygulama alanlarını kapsayan gerekli laboratuvarlarla donatılmış halk sağlığı uzmanlık dallarının tümünü kapsayan, öncelikle araştırmalara ve eğitime yönelik çalışmalar yapan nitelikler taşımasını öngörmekteydi. Kanımca bu dilek, halk sağlıkçılar tarafından bir vasiyet olarak algılanmalı ve kendimize bir görev çıkarmalıyız. Halk Sağlığı Fakültesi düşüncesinin gerçekleşmesi için çabalarımızı yoğunlaştırmalıyız.
Nusret Fişek hoca, ileri düşünce ve görüşleriyle biz çalışma arkadaşlarına her zaman örnek olmuştur. Genç halk sağlıkçı ve hekimlere de örnek ve esin kaynağı olmasını dilerim.
Bu duygularla aziz hatırası önünde kendi adıma ve siz katılımcılar adına saygı ile eğiliyorum.