Prof. Dr. R. Kazım Türker (2)

Onun İçin Yazdılar

Nusret Fişek Hoca...

(1998)

Aramızdan ayrılışının sekizinci yıldönümünde büyük hekim, bilim adamı, sevgili hocamız Prof. Dr. Nusret Fişek' i Türk hekimleri olarak saygıyla anıyoruz. Yıldönümleri, görevleriyle ülkemizde iz bırakmış büyük insanları anmak, gelecek kuşaklara bu insanları tanıtmak bakımından önemlidir. Prof. Dr. Nusret Fişek Hoca, seçkin bir hekimdir. Ayrıca temel tıp bilimlerinden mikrobiyoloji alanında ABD'de doktora yapmış, dolayısıyla günümüzde çok aranan tıp doktoru ve PhD unvanına sahip çok nadir hekimlerden biridir. Ülkemizde enfeksiyon hastalıklarının sorun olarak devam ettiği tarihlerde, mikrobiyoloji dalında doktora yapmış olması son derece önemli bir karardır. Nitekim Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü'nde çalıştığı dönemlerde, kırsal kesimde çalışan hekim meslektaşlarına, sürekli eğitim vererek bilgi tazelemelerini sağlama bakımından bu programlar son derece önemliydi ve hiç aksatılmadan devam etmiştir.

Nusret Hoca'nın idealinde yatan, her zaman her konuşmasında ısrarla savunduğu, ülkemizdeki her vatandaşın sağlık hizmetlerinden yararlanmasında eşit haklara sahip olması idi. Bunun için ülke düzeyinde sağlık hizmetlerinin vatandaşa iletilmesinde çok önemli reformlar yapmıştır. Kuşkusuz bu reformlardan en önemlisi 1960'lı yıllardan sonra mimarı olduğu ve uygulamaya soktuğu Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasası'dır (224 sayılı yasa). Bugün halen yürürlükte olan bu yasanın bir seçeneği (alternatifi) henüz daha Türkiye'de uygulama alanına sokulmamıştır.

Hocamızın en önemli niteliklerinden birisi, son derece dürüst, uygar, demokrat, insanları seven ve sayan bir yapıya sahip olmasıdır. İnsan onuruna ve insan haklarına son derece önem veren Prof. Dr. Nusret Fişek sırf bu yüzden bu ülkede kimilerince yanlış ve ilkel bir değerlendirmeye uğramıştır.

Hocamız tıp mesleğinin çok çabuk geliştiğini, dinamik bir yapıya sahip olduğunu, dolayısıyla hekimlerin hangi dalda olursa olsun, kendi sahalarında sürekli eğitime tabi tutulmalarını her zaman savunurdu ve dünyanın herhangi bir yerinde tedavide kullanılan bir yöntemin Türkiye insanından esirgenmesini kesinlikle kabul etmezdi. Sürekli eğitim programlarını bu bakımdan destekler, ama bu desteklemede uzmanlık derneklerinin katkısı olabileceğini, tabip odalarının ve Türk Tabipleri Birliği'nin bunları sağlamada yardımcı olabileceklerini her zaman ısrarla savunurdu.

Nusret Hoca, ülkemizin çok uç kesimlerinden birinde vatandaşın ıstırabını dindirmek için çare bulunamıyorsa, bu ülkeyi idare edenlerin rahat olmamaları gerektiğini daima söyler ve önerirdi. Bu bakımdan da hekimlikte ilk hizmeti veren, aşağı yukarı sağlık hizmetlerinin yüzde doksanını veren pratisyen hekimler daha fazla önemliydi ve onların her türlü olanağa sahip olmalarını ısrarla savunur ve pratisyenliğin artık Türkiye'de bir uzmanlık eğitiminden sonra elde edilebilmesini isterdi.

Hocamız tüm bu insani özellikleri yanında ülkesini seven, laiklik ilkesinin her zaman savunucusu olmuş, Cumhuriyete kanat germiş önemli kişilerden birisidir. O; demokrat, laik, uygar, bilim adamı, kendi alanında ülkesine büyük hizmette bulunmuş, dolayısıyla Cumhuriyete kanat germiş Kalpaksız Kuva-yı Milliyecilerden birisiydi.

Bugün Cebeci Mezarlığı'nda Milli Mücadele'de büyük yararlılıkları görülmüş Kalpaksız Kuva-yı Milliyeci Nusret Fişek, Milli Mücadele'de büyük kahramanlık ve yararlılıkları görülmüş babası komutan Kalpaklı Kuva-yı Milliyeci Hayrullah Fişek ile yan yana yatmaktadır.

`