"Halk Sağlığında Gündem" Bülteni'nden
Kasım, 2011
Nusret Fişek ve Halk Sağlığı Uzmanlığı
Halk sağlığı asistanlığına 1969 yılında başlamıştım. Aradan 42 yıl geçmesine karşın, bu uzmanlık alanının adının “halk sağlığı” mı, yoksa “toplum hekimliği” mi olması gerektiği konusundaki tartışmalara hala tanık olmaktayım. Bu yıl Trabzon’da yapılan kongremizde de aynı konu dile getirilmiş ve bir değerli katılımcı, toplum hekimliği teriminin ilk kez hocamız Prof. Dr. Nusret Fişek tarafından kullanıldığını ve bunun bir hata olduğunu ileri sürmüş.
Ben, uzmanlık dalımızın adının “halk sağlığı” olması gerektiğini savunanlardanım. Hocamız da öyle idi. Nitekim, Hıfzıssıhha Okulu Müdürü iken başlatmış olduğu bu uzmanlık dalına “halk sağlığı” adını vermişti. 1958 yılında başlayan bu eğitimlerden bir çok hocamız yetişmişti. Bunlar arasında rahmetli Rahmi Dirican, Orhan Köksal, Nevres Baykan gibi ünlüleri sayabiliriz. Bu arada rahmetli babam da aynı program ile halk sağlığı uzmanı olmuştu.
Aslında, İngilizcesi “public health” olan bu terimi Türkçe’ye, o tarihlerde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nda genel müdür olarak bulunan Prof. Dr. Sabahattin Payzın çevirmişti. Ancak, Sabahhatin Beyin “hata etmişim, keşke bunun adını kamu sağlığı koysaymışız” diye pişmanlık ifade ettiğini bizzat Hocam Nusret Fişek’ten duymuştum.
“Toplum hekimliği” terimini ülkemize taşıyan kişi Prof. Dr. İhsan Doğramacı’dır. Bilindiği gibi, bu terim (community medicine) ilk kez 1960 yılında Kentucky Üniversitenden Prof. Deuschele tarafından tanımlanmıştır. Kentucky, Kızılderili toplumunun yoğun olarak bulunduğu bir bölgedir. Sağlık hizmetleri açısından ihmal edilmiş olan bu gruba götürülmek üzere o tarihlerde bir program başlatılmış ve bu programa da “toplum hekimliği programı” denilmişti. Bu programın amacı, ABD’de vahşi şekilde uygulanmakta olan ve özel sigortacılığa dayalı sağlık sisteminden olumsuz olarak etkilenen ihmal edilmiş ya da risk altındaki gruplara yönelik sağlık hizmeti sunmaktır. Bu anlayış o yıllarda ABD içinde yayılarak diğer eyaletlere ve fakültelere de ulaşmıştır. Fakülteler bu anlayışı tıp eğitim programlarına almışlar ve bu yaklaşıma da “topluma dönük eğitim”(community orriented training) adını vermişlerdi.
Deuschele toplum hekimliği eğitimini şöyle tanımlamıştı: Toplum hekimliği eğitiminin amacı, öğrencilere, sağlık personelinden oluşan bir ekiple toplum içinde koruyucu ve iyileştirici hekimliğin nasıl uygulanacağını, epidemiyolojik ve sosyal bilim yöntemlerini kullanarak toplumun sağlık sorunlarını ve bunların önemlilik derecelerini saptamayı ve uygulamalardan alınan sonuçları değerlendirmeyi öğretmektir.
O zamanki adı ile Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi, 1963 yılında, yani yukarıda belirtilen tanımın yapıldığı tarihten üç yıl sonra kuruldu. Fakültenin o yıllardaki programı tam olarak ABD’deki Case Western Reserve Üniversitesi Tıp Fakültesinin programı idi. İşte, Hacettepe’de “toplum hekimliği” eğitimi de böylece başlamış oldu. Tıpkı, Case Western Reserve Tıp Fakültesinde olduğu gibi bir de “Toplum Hekimliği Enstitüsü” (bölümü) kuruldu. Bu bölümün ilk başkanı Prof. Fişek değil, Prof. Dr. Doğan Karan idi. Hocamız Fişek Hacettepe’ye 1966 yılında katıldı. Yani, kendisi bu bölümün başına geldiğinde, Bölümün adı zaten “toplum hekimliği” idi. Oysa, Nusret Hocanın kurduğu uzmanlık dalının adı o tarihte de “halk sağlığı” idi ve hep öyle kaldı.
İlginç olan bir husus şudur: Türkiye’de “toplum hekimliği” bölümünü kuran Prof. Doğramacı, 1981 yılında YÖK Başkanı olduğunda, tıp fakültelerinde “toplum hekimliği”, “toplum sağlığı”, “hijyen”, “koruyucu hekimlik”, “halk sağlığı” gibi değişik adlar altında var olan bölümlerin tümünün adını “halk sağlığı anabilim dalı” olarak standardize etmiştir.