Kasım 1992
Unutulmaz Saygınlık
Prof.Dr.Nusret H.Fişek, yaşamını sağlık sorunlarının çözümüne adamış çağdaş bir bilim adamı idi. İnsan hak ve özgürlüklerinin en kutsal bilineni yaşam hakkına gerçek anlamını kazandıran "sağlık" koşulunu ülkemizde benimseten insandır. Gerçekten, sağlıklı olmayan yaşamın, ruh ve beden sağlığını kapsamayan bir hakkın ne yararı vardır ? Bu dayanaktan kalkarak insanı, hak ve özgürlükleriyle onurlu bir kişilik bütünlüğüne kavuşturan anlayışın yaşama geçmesinden Nusret FİŞEK'in büyük katkıları olmuştur. Sağlık Bakanlığı'nda görevli bulunduğu zamandan başlayan tanışıklığımız sonraki yıllarda Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanlığı sırasında gelişmiş ve güçlenmiştir. Yöntemde yumuşak, özde ağır çıkışları, hoşgörüsü, anlayışlı ve kararlı davranışları, onun bulunduğu ortamda egemenlik kurmasının gerçek belirtileridir. Ciddiyetinin çağırdığı özen ve duyarlık, çevresindekileri etkileyen bir büyük kişiydi. Onun yanında gereksiz söz, gereksiz davranış görülemezdi. Bunlara olanak tanımazdı. Tembellikten tiksinirdi. Düşünmeden, ölçüp biçmeden (tartmadan) bir şöy söylememeye girişimde bulunmamaya çalışırdı. Karar verdiği zaman da ödün vermeden yürür, beklediği sonucu almak için gerekenleri yapmaktan kaçınmazdı.
Kendisini son kez, yönettiği "Sağlık Kuruluşları Kurultayı"nda gördüm. Rahatsızlığını belli etmeden çalışmaları tek başına yönetiyordu. Gazi Üniversitesi'nin Beşevlerdeki salonunda yapılan çalışmaları Erdal İnönü de izliyordu. Prof.Dr.Erdal İnönü'den sonra konuşmak için beni çağırdılar. Orda demokrasi ve hukuk devleti konusunda kişisel görüşlerimi açıkladım. Aykırılık, çelişki ve tutarsızlıklara, yinelenmemesi dileğiyle, değinerek önerilerimi sıraladım. Sağlıkla hukuk arasındaki ilişkinin en anlamlı bağ olduğunu belirtirken, bunun insandan birleşmekten, insanı ve insan gönendirici amaçlamaktan kaynaklandığını anlattım. Yöneticileri içtenlikli olmaya çağırdım. Siyasal ödünlerle, bir kaç oy, bir kaç milletvekilliği için ilkelerin yıkılmasına gözyummanın anlamsızlığı üzerinde durdum. Dinsel ve etnik nedenlerle yapılan ayrımın birlikteliği tüm acılığıyla önümüzdeyken, hukuksal güvencenin çağdaş niteliğini unutmak olanaksızdır. Nusret FİŞEK, benim sözlerimi ilgiyle dinledi. Yüzündeki çizgilerden mutlu olduğunu anlamakla birlikte kendisini gü durumda bırakmaktan kaçındığımı vurgulamak için "Bir yargıç olarak ancak bu kadar konuşabildim. Önceden bildirilseydi hazırlıklı gelir, daha anlamlı ve kapsamlı konuşurdum, bağışlayınız" deyince, "Bir de yargıç olmasanız, bir de hazırlıklı gelseydiniz nasıl olurdunuz" sözleriyle beni kutladı. Hukuk devletinin gerçek yanlılarından birisiydi. Katıksız demokrattı. Gösteri ve özentiden uzak çalışmalarıyla ulusunun hizmetinden hiç ayrılmadı. Toplantıdan sonraki günlerden rahatsızlığının arttığı, o gün de rahatsız olmasına karşın hiç kalkmadan toplantıyı yönettiğini öğrendim. Cenaze törenine koşarak gittiğimde, kendisini sevenlerin onu nasıl sevgi ve saygıyla omuzladıklarını gördüm. Saygın ve örnek kişiliğiyle unutulmaz bir Türk Büyüğünü daha yitirmiştir. Nur içinde yatsın.